Ben İzmir’de doğdum büyüdüm, yaşadım… Yaşıyorum.
Tanık olduğum en büyük yangın herhalde bundan 30 küsur yıl önce falandı…
Annem, teyzem ben Çeşme’den dönüyoruz.
Balçova Teleferik yanıyor… Öyle korkunç bir görüntüydü ki…
Tanık olduğum ilk yangın…
Çok korkmuş çok şaşkındım.
Çünkü biz yangın nedir bilmedik.
Çocukluğum Bornova’da geçti.
Hafta sonları, birkaç gün önce yanan Yaka Köy, Çiçekli Köy’e giderdik.
Devasa kızılçam ormanı…
Piknikçiler doldururdu hafta sonları…
Biz, yangın nedir bilmezdik.
***
İki gündür uyuyamıyorum.
Ki uykuya olan aşkımı şöyle anlatayım: yakınlarıma hep derim ki ‘Ben ölünce üzülmeyin, ne güzel hep uyuyacağım!’
Ama dediğim gibi iki gün oldu, yatak batıyor, gözlerim kapanmıyor.
Çünkü yaşadığım güzel kasabam Çeşme, iki gündür yanıyor.
Uyumak ihanet etmek gibi… Ya bana gerek duyulursa?
Bana ne gerek olacak, ormancı mıyım, itfaiye eri mi?
Ama işte öyle bir sorumluluk ve suçluluk duygusu…
Uyumaktan utanmak…
Ya da korkmak…
Korkudan, ölmek…
***
Çünkü güveneceğim bir kurum, bir güç yok!
Onlar halleder, dediğim birileri… Yok!
Bi’başınalık hissi beni uyutmayan.
Yine çocukken yangın denildiğinde THK (Türk Hava Kurumu) vardı ve onların sarı uçakları…
Onlar hallederdi…
THK Türkiye’nin havacılık alanında faaliyet gösteren en köklü sivil toplum kuruluşlarından biriydi.
1925 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla “Türk Tayyare Cemiyeti” adıyla kurulmuş, daha sonra Türk Hava Kurumu adını almıştı.
Görev tanımlarından biri afet, yardım arama, kurtarma, yangın ve depremlerde destek sağlamasıydı.
Ve uçaklar sarıydı.
Şimdi o uçaklar çürümeye, pilotlar görev dışına bırakıldı.
Kanada’nın tamamı orman ve THK’nın o beğenilmeyen uçakları şu anda hala orada görevde…
Biz beğenmedik, çürütüyoruz ya da satıyoruz.
Neden?
Bak bir daha soruyorum ‘NEDEN?’
***
Bu ülke neden günlerdir yanıyor?
Hadi sarı uçakları geç, çok daha gelişmiş canavar uçaklar var.
Maliyetleri abuk sabuk kurumların günlük maliyetinin çok altında…
Hac ziyaretine götürülen son ütücüler ve o şürekanın maliyeti kadar olmalı…
Ben, biz uyuyamıyoruz…
İzmir yanıyor…
1922 ‘deki yangın gibi ‘Biz ne yangınlar gördük, ayağa kalkarız’ demeyin.
Doğanın intikamını küçümsemeyin.
Bedelini çok ağır ödeyeceğiz.