Belediyecilik denince akla betonlaşma, şehirleşme, insana hizmet geliyor.
Peki ya doğanın diğer canlıları?
Şaman öğretisi binlerce yıldır haykırıyor: "İnsan, hayvan, bitki, taş, toprak... Hepsi bir bütünün parçasıdır. Kimse kimseyi yönetmez; hepimiz biriz."
Ne yazık ki Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, bu kadim bilgeliği görmezden geliyor.
"Sosyal belediyecilik" adı altında yalnızca insan odaklı projeler üretirken, sokak hayvanlarını unutmuş görünüyor.
***
Çeşme’nin sokakları, yıllardır hayvanlarla paylaştığımız ortak yaşam alanlarıydı.
Onlar bu toprakların gerçek sahipleri.
Ancak son zamanlarda bu canlar, Çiftlikköy’de, Dalyan’da, Ilıca’da "barınak" adı altında toplanıp, adeta bir unutulmuşluğa mahkum edildi.
Bir Şaman bilgesi der ki: "Bir canlıyı doğasından koparıp hapsedersen, ruhunu incitirsin."
Peki Çeşme Belediyesi, bu canların ruhunu nasıl iyileştiriyor?
Barınakların durumu ortada: Bakımsızlık, kalabalık, sevgisizlik... Bu, bir belediyenin "sosyal" anlayışıyla nasıl bağdaşır?
***
Şamanizm, doğanın tüm unsurlarını kutsal görür. Hayvanlar yalnızca "sokakta yaşayan canlar" değil, ruhani rehberlerdir.
Kurtlar (kardeşleri köpekler) özgürlüğü, kuşlar mesajları, kediler sezgileri temsil eder.
Onları hapsetmek, doğanın dengesini bozmaktır.
Bir Şaman ayininde hayvan ruhları çağrılır, onlara saygı duruşunda bulunulur.
Peki Çeşme Belediyesi, bu ruhlara ne kadar saygı gösteriyor?
***
Başkanım Lal Denizli:
• Barınaklar neden birer rehabilitasyon merkezi değil? Şaman törenlerinde hasta hayvanlar iyileştirilir, onlara şifa verilir. Sizin belediyeniz neden bunu yapmıyor?
• Sokak hayvanları neden yaşam alanlarından koparılıyor? "Her canlının bir yaşam alanı vardır; orası onun kutsal toprağıdır."
• Hayvan hakları konusunda neden sessizsiniz? Gerçek bir lider, tüm canların sesi olmalıdır.
***
Belediyecilik, sadece insanlara hizmet etmek değildir.
Gerçek belediyecilik, doğayla uyum içinde yaşamaktır.
Şaman öğretisi bize şunu öğretir: "İnsan, doğanın efendisi değil, bir parçasıdır." Çeşme’yi sadece turistik bir cennet değil, tüm canlılar için adil ve şefkatli bir yaşam alanı yapmak zorundayız.
Lal Denizli, artık bu kadim bilgeliği duymalı!
Hayvanların çığlıkları, rüzgarla birlikte Çeşme’nin dağlarına çarpıyor.
Onları duymazdan gelmek, bu toprakların ruhuna ihanettir.
Unutmayalım: “Bir toplumun gerçek medeniyeti, en güçsüz canlıya nasıl davrandığıyla ölçülür."
Değil mi Lal Başkanım?