İstanbul’da belediye başkanlarının tutuklanması sonrasında, bazı belediye başkan vekillerinin ve meclis üyelerinin AKP’ye katılması ile iki belediyede yönetim AKP’ye geçti. Yapılan yorumlar şöyle: AKP seçimle alamadığı belediye başkanlığını yargı kararı ile almanın peşinde.

Bu uygulama kamuoyunu meşgul ediyor. Özellikle yandaş medya sürekli CHP’nin yolsuzluklarını ve CHP’den AKP’ye transfer olan meclis üyelerinin beyanlarını ön plana çıkarıyor. Yandaş medya AKP’yi sürekli aklamayı, CHP’ni yıpratmaya çalışıyor. Özgür Özel’in mitingleri aracılığı ile yayılan tepkiler AKP’nin aklanmasına yetmiyor.

CB yardımcısının Orta Vadeli Plan açıklaması kamuoyunda yeterince olumlu yansıma bulmadı. Bakanların her gün olumlu haberleri de öyle. Pazara giden vatandaş sebze, meyve almakta zorlanıyor, ancak ne yapsın evdekiler yemek yiyecek, özellikle de çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimi için vitaminli gıdaya ihtiyacı var.

Geçim zorluğu çeken halka gıda yerine umut vermekten başka çare yok. Erdoğan’a destek için halka verilecek iki umut var. Biri “Komisyon” kararları diğeri dış politikadaki başarılar.
Komisyon, tam adı ile Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu alacağı kararlarla TBMM’de kanunlaştırılacak konuları TBMM’ye sunacak. Her ne kadar CHP komisyon kanun önerisi yapmayacak dese bile, Meclis Başkanı ve iktidar yanlıları alınacak kararla TBMM’ye kanun teklifinin yollanacağını ve “çözüm sürecinin” yasalarla şekilleneceğini söylüyorlar ve kitleleri de buna inandırmaya çalışıyorlar. Peki, halk her türlü karara uyar mı, tabii ki hayır!

Öcalan, 15 Eylül’de kendisini ziyaret eden avukatlarıyla yaptığı görüşmede, komisyon çalışmalarına gönderme yaparak “Barış ve demokratik toplum sürecinin kat ettiği merhale itibariyle hukuksal çözüm aşamasına geldiğini” belirtiyor. Ancak sonraki yorumu ilginç: “Yüzyıllık süreç içerisinde Kürtlerin bir olgu olarak hukuk dışı tutulduğunu, aşmaya çalıştıklarının da bu hukuk dışılık olduğunu” ifade ediyor. Yani Cumhuriyetin kuruluş felsefesini inkâr ediyor.

Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna katılan akademisyenlerden biri diyor ki; “biz Türkiye Cumhuriyeti'ni değil bölgeyi düşünerek bir çözüm bulmak zorundayız. O kadar büyük bir mesuliyet içindeyiz. Tarih yapan liderleri de düşünmek zorundayız.”

Akademisyen, Türkiye Cumhuriyeti’ni bırak, bölgeyi ve bölgenin liderlerini düşünerek çözüm bulalım demek istedi. Devamla *Önümüzde örnekler var. Fatih var, Atatürk var. Hatta yani şu anda belki Meclis’te bunu söylemek doğru değil ama ben MHP kökenli birisi olarak söyleyeyim, Abdullah Öcalan'ın yaptığı şey gerçekten bir liderlik örneği.” dedi.
Bu akademisyen MHP kökenli olduğunu vurgularken, Bahçeli’ye çiçek atmayı unutmadı. “Devlet Bahçeli'nin yaptığı çok büyük bir güzellik” dedi. Bu kişi bir profesör. Kendisine Komisyonda “Atatürk ile Abdullah Öcalan’ı nasıl kıyaslarsınız?” tepkisi geldi.

Bazı akademisyenler, DEM Partililer ve Bahçeli, Öcalan’la aynı dili konuşuyor sanki. Bahçeli’nin Öcalan’a “Memleket İsterim şiirini göndermesinin anlamı ne olsa gerek acaba?
Bahçeli’nin “PKK feshedilmiş ve silahlar bırakılmıştır. Şimdi beraberce yaşayabilmenin şartlarının neler olması gerektiği aşamasına gelinmiştir” sözlerine “PKK terör örgütünün silah bıraktığını söyleyen sahtekardır, halen devam eden drone saldırılarına sesini çıkarmayan Mehmetçik düşmanıdır” diyen bir emekli albay gözaltına alındı ve tutuklandı.
Emekli Albayın sosyal medya paylaşımına “..yetkililer bu doğrultuda önlem almalıdır. Yoksa her neredeyse bulup bu piçi seve seve susturmanın yolu bize çocuk oyuncağıdır!” diye tepki gösteren MHP gençlik örgütü, yargıyı ne yönde etkiledi acaba?

Uluslararası başarı konusunda Erdoğan ile Netanyahu’nun atışması “one minute” sözünü anımsatıp Erdoğan’ı parlatmaya dönük bir “senaryo” olabilir mi? Yoksa ticaretin devam ettiği, hava sahasının hala açık olduğu bir dönemde “bir buçuk yıl önce ticareti kestik”, “hava sahasını kapattık” sözleri kime mesaj veriyor pek anlaşılamadı.
Kayyum Gürsel Tekin’e de Fetö CHP’ye sızdı dedirttiler. Demek ki oyun CHP’ye sıçrayacak.

Oyunlar bitmez ancak Erdoğan’ın seçime gidebilmesi için daha çoook başarıya ihtiyacı var.