Siyasi hayatımız dönekler, fırıldaklar, çıkarcılar, yolsuzluk ve adam kayırmacılığın dibine vurdurmuş yüzlerce kirli örnek siyasetçilerle doludur. Zaten bu yüzden değil midir, siyaset kurumu güvenilmez bulunur siyasetçilerin hepsi aynı kazana atılır kaynatılır. Kurunun yanında yaş da yanar. Öyle ki, iyi niyet ve samimiyetle siyaset yapmak isteyenler çoğu zaman bu kirli çarkın içine giremez ya siyaseten dışlanır ya da pes edip kaçar.

Siyasetteki bu kirliliği de kadınların temizleyeceği çünkü kadın duyarlılığı ve hassasiyetinin bu çarkı tersine döndüreceği umuldu yıllardır. Ama orada da ağzımızın payını aldık! Bir kadın siyasetçi başbakanlığa kadar yükseldi ama inişi “alçakça” oldu şimdilerde güçlünün yanında bir yer edinmeye çalışan zavallı figür halinde ortalıkta dolaşıyor.

Bu figür, siyasette kadının yeri ve önemini zedeleyen, hayal kırıklığı yaşatan ve kendisinden sonra gelecek olanların önünü kesen bir örnek oldu. Tarih de kendisini böyle yazacaktır. Ne var ki kendisi sağ siyasetçiydi, durduğu yer itibariyle yaptıkları şaşırtıcı değildi.

Ama Aydın Belediye Başkanı Çerçioğlu, üç dönemi belediye başkanlığı olmak üzere 25 yıldır aktif siyaset yaptığı CHP den istifa edip iktidar partisine katılma kararıyla çok keskin bir dönüş sergiledi. Hem kadınların kolunu kanadını kırdı hem çok kötü örnek oluşturdu, hem de ‘siyaseti kadınlar güzelleştirecek, onurlu ve seviyeli hale getirecek’ umudunu yerle bir etti.

O artık kişiliği, karakteri ve omurgası gibi, topuğu kırık efe…Tarih kendisini onursuz, kadın siyasetçilerin en kötü örneği olarak yazacaktır.

Bundan sonra hangi yüzle Aydın halkının karşısına çıkacak, oy aldığı insanların arasına nasıl karışacak ve dönekliğini hangi gerekçeyle anlatacak; herkes bunu merak ediyor. Yıllardır iktidar için söylediği her şey yaptığı muhalefet her yerde yüzüne çarpılacak. Bir insanın yaşayacağı en ağır, en hazmedilmesi zor utanç bu olsa gerek!..

Madalyonun bir yüzünde böyle kaypak, korkak sözüm ona sosyal demokrat siyasetçi varsa, diğer yüzünde de tehdit ve şantajla partisine transfer yapmaya çalışan iktidarın zavallılığı var. Öyle bir zavallılık ki, bu transferle aslında iktidar partili belediye başkanlarına haklarında ne dosya olursa olsun soruşturma yapmayacağını yapmadığını da kabul ediyor.

İçerdeki CHP li belediye başkan onurlarıyla aslanlar gibi yatıyor, “ya içeri girersem, ya kocamın işleri bozulursa” diyen omurgasız korkak ise topuklayıp iktidar partisine koşuyor.

Aydın olayı sıradan bir transfer değildir. Bir çok anlamı vardır. Bir, siyasette kadınların önünü kesen, yüz karası bir iştir. İki, tehdit ve şantaja pabuç bırakma onursuzluğunun çarpıcı bir örneğidir. Ve üç, iktidarın CHP li belediye başkanlarını siyaseten tutsak ettiği kanıtlanmıştır.

Sonuç olarak bu kirli ittifak ne gidene ne onu alana yarar!.. Topuğu kırılan omurgasız, siyasi hayatını onursuzca noktalar, iktidar partisi ise tehdit şantajla başkan transfer eden, siyaseten çökmüş bir yapı olduğunu kanıtlar.