Aylar sonra ortaya çıkan sözüm ona İBB iddianamesi, ‘duydum, söyledi, bilmiyorum’la dolu tanık ifadeleriyle ‘süslenmiş’ içi boş bir laf kalabalığı ile ortaya kondu ve binlerce yıllık cezalar talep edilebildi!
Bundan artık net olarak şunu anlıyoruz; CHP iktidar olamazsa, bu insanlar zindanlarda çürüyecek!.. Niyetleri tamamen bu. Hatta bir adım sonrasında ülkenin birinci partisini kapatmaya kadar işi vardırabileceklerinin de sinyalleri veriliyor.
Kimse bu işin kolay olacağını söylemiyordu, evet bu iktidar gitmemek için elinden gelini ardına koymayacaktı ama bu kadar hukukun ayaklar altına alınacağı, yargının sopa yapılacağı beklenmiyordu. ‘Bu da olmaz’ dediğimiz ne varsa oldu, oluyor bence olmaya devam edecek!..
Zira kaybedecekleri sadece iktidar koltuğu değil; yıllardır oluşturdukları sistemin altında kalacaklar ve bunun ne anlama geldiğini sistemin kurucuları ve payandaları çok iyi biliyor!
Artık bu iş normal seçim yarışının ötesine geçen bir süreci işaret ediyor. Karşısında seçim kazanmış parti ve siyasileri, gazetecisinden sivil toplumcusuna kadar muhalif tüm kesimleri külliyen yok etmeye dönük bir süreçten söz ediyoruz. Öyle bir ön alma ki, sadece tek adamın değil kendisinden sonra iktidarını sürdürecek olanların da önünü açmaya, yolunu temizlemeye kadar gidiyor…
Ülke kötü, çok kötü yönetiliyor; tehlikeli bir gidişe savruluyor!
Bu inanılmaz, dehşet verici süreci durdurmak ülkedeki tüm demokrasi güçlerinin birleşmesiyle mümkün olabilir. Ancak iktidar orada da zayıf halkaları kolayca ‘avlıyor’. Öcalan’ı sahaya sürüp DEM’i yanına almayı başardı!.. Haa, partinin bu ilkesiz duruşu seçmen tabanında karşılık bulur mu; Kürt seçmen hop AKP’ye yüzünü döner ve istenen Anayasa değişikliğine ‘he’ der mi orası şüpheli!.. Demirtaş’ı o yüzden bir türlü bırakamıyorlar ya!..
Ne yazık ki ülkenin makus talihi değişmiyor, karanlığa doğru sürükleniş devam ediyor. Bu noktada CHP lideri Özgür Özel tek başına muhalefeti ve partiyi sürüklüyor, karşılık da buluyor. Ama Kılıçdaroğlu’nun Meclis’e taşıdığı partilerin liderleri ve CHP seçmeni sayesinde seçilen milletvekilleri arkadan hançerliyor. Yazık, son genel seçimde İzmir bu konuda en büyük darbeyi alan illerdendi. İyi Parti ve DEVA’nın birer milletvekili sonradan CHP’ye geçti ama sahada milletvekili görmek mümkün değil. Murat Bakan ve Deniz Yücel dışında İzmirli vekil yok!..
Oysa İzmir karmakarışık!.. Belediyeler ile halk karşı karşıya gelmiş durumda. İşçiler desen ha keza… İlçe belediye başkanlarının önemli kısmı Büyükşehir Başkanı ile ters düşmüş, neredeyse sıfır iletişim!.. İlçeler de büyükşehir de borç içinde; iktidarın ‘silkeleme operasyonu’ nedeniyle gelirler büyük oranda gitti!.. Bu durumda beklenir ki dayanışma olsun, başarılı bir orkestra şefinin yönetiminde el birliği ile çözümler üretilsin. Bu da olmuyor, her biri kendi havasında, bir çöp işini çözemiyorlar!
Ülke de İzmir de böyle yönetilmeyi hak etmiyor… Makus talihimiz değişmiyor!...