Sayın Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek "Emeklilere bayram ikramiyesi nedir? Dünyanın neresinde görülmüş?" diyerek bayramda emeklilere reva görülen üç kuruşluk sadakanın da üzerine yatma hazırlığı içinde olduklarının sinyalini verdi.
Eyyyy emekliler! Bir bardak soğuk suyu hazır edin. Ama küçük yudumlarla içeceğiz biliyorsunuz değil mi? Malum, tansiyonumuzun daha da fırlamaması lazım!
***
Şimşek’in bu sözleri, bu ülkenin emekçilerine bakışın özeti…
Bir yanda açlık sınırında kıt kanaat geçinmeye çalışan, ilaçlarının katkı payını bile ödeyemeyen, faturalarla boğulan emekliler…
Diğer yanda maaşlarına her yıl otomatik kat be kat zam yapılan, cebinden beş kuruş harcamadan özel harcırahlarla sülalece refah içinde bir hayat süren, yine sülalece özel sağlık hizmetlerinden yararlanan, emeklilikleri altın tepside sunulan milletvekilleri…
Et almayı değil çiğnemeyi bile unutan emekliye üç kuruşu fazla gören zihniyetin, meclis restoranında üç kuruşa yedikleri löp löp etlerin altın tabakları…
***
Sayın Bakan “dünyanın neresinde görülmüş” diye sormuş… Verelim bakalım kısa bir yanıt:
- Almanya’da emekliler çalışma hayatı boyunca biriktirdikleriyle ve maaşlarıyla onurlu bir yaşam sürerken, devlet ek sosyal destek de sağlıyor.
- İskandinav ülkelerinde emekli maaşları çalışanların son aldıkları maaşın büyük bir yüzdesini kapsıyor. Ki çalışırken aldıkları maaş da bizim gibi kuşu ancak doyuracak bir rakam değil!
- Japonya’da yaşlı nüfus, toplumun en saygı gören kesimi. Maddi ve manevi…
***
Peki Türkiye’de?
Asgari ücretin altında maaş alan emekliler bayramda verilen sadakaya muhtaç bırakılıyor.
Ki partili devletimize göre bu sadaka bile fazla!
Ama aynı devlet yandaş holdinglere vergi affı çıkarıyor. Yetmiyor her türlü ‘koltuk da çıkıyor’…
***
Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde milletvekilleri bu kadar şatafatlı yaşamıyor.
Ama, "Bayramda emekliye bir kaç kuruş verirsek bütçe daralıyor!"
Emekli, ömrünü bu ülkeye vermiş, vergisini ödemiş, alın teriyle hakkını kazanmış insandır. Ona bayramda verilen ikramiye "lütuf" değil, haktır.
Ama iktidar, emekliyi sadaka dilencisine çevirip, milletvekillerini saraylarda yaşatmayı "normal" görüyor.
Dünyanın neresinde ne görülmüş söyleyelim:
Rantçının, holdinglerin, siyasi elitin cebinin dolduğu, emeklinin açlığa mahkûm edildiği bir Türkiye ne yazık ki bu dünyada görülmüş.
Bin varmış, hiç yokmuş!