NBA’de gururumuz Alperen Şengün… Evet, o çocuk topu potaya bırakınca Houston’da elektrikler gidiyor, bizde tansiyon düşüyor. Ama meğer tansiyon sadece bizde düşmüyormuş; memlekette bazı kesimlerin sinir sistemi Alperen’in şut yüzdesinden bile daha hassasmış!

Adam çıkmış İstanbul’u, memleket kültürünü, Boğaz havasını, rakı balık romantizmini öyle bir anlatmış ki Turizm Bakanlığı aynı filmi çekmeye kalksa önce “bütçe yetmedi” der, sonra da “drone düşürüldü” diye açıklama yapmak zorunda kalırdı.

İmkansızdı yani…

Ama gel gör ki, bir avuç “rakı sahnesi uzmanı” filmdeki tek kareye öyle odaklandı ki, sanki Alperen Şengün NBA All-Star değil, gizli bir milli içki propagandacısı!

Dünyaya İstanbul’u tanıtmak? Bir şey değil.

Kültürel bir sahne göstermek? Eh işte.

Ama rakı kadehi?

Aman Allah’ım! Uzaylı görseler bu kadar irkilmezlerdi.

***

Bu arkadaşlara göre filmi izleyen yabancılar “Aaa demek ki İstanbul’da rakı içiliyormuş, o hâlde hemen bavulu toplayalım!” diye sokaklara dökülecek…

Ya da madem İstanbul’da rakı içiliyormuş o zaman oraya gitmeyiz ya hacı diyeceklermiş gibi…

Sanki dünyanın turizm sektörü yıllardır rakı yüzünden ayakta.

Alperen’i linçlemeye çalışan kesime bakınca ister istemez şöyle düşünüyor insan:
“Keşke bu enerjiyi ülkedeki gerçekten önemli konulara saklasanız da memleket bir nebze ferahlasa.”

Ama yok…

Memlekette deprem çadırları satılır ses çıkmaz, çocuklar ölür, kadınlar katledilir, topraklar parsel parsel satılır, ekonomi sallanır tık yok; ama biri rakı bardağını kadraja soktu mu ortalık “milli değer elden gidiyor” diye ayağa kalkar.

Hadi canım!

Elden giden tek şey sizin ahlak anlayışınız.

***

Bu arada Alperen’e naçizane bir tavsiye:
Bir dahaki tanıtım filminde rakı kadehini gösterme, onun yerine rakı adabını daha ayrıntılı anlat.

Yandaş iki yüzlü sanatçılara inat.

Hani fotoğraf çekimlerinde rakı kadehlerini nerelerine saklayacaklarını şaşıran o kifayetsiz muhterisler…

***
Sonuç olarak, adı gibi aslanım Alperen, işini yaptı:
Hem ülkeyi tanıttı hem kültürü anlattı hem de bazı kişilerin sinir uçlarını test etti.

Ve yine biz kazandık:

Hem güzel bir film izledikhem de memleketteki “rakı alarm sistemi”nin hâlâ çalıştığını gülerek bir kez daha gördük.

Şerefe Alpi!