Yargıyı sopa yaparak, adaleti iğdiş ederek, yasal hakları görmezden gelerek tamamen siyasi cezalandırma anlayışı ile muhalefetin üzerine gitme politikasını bu iktidar daha ne kadar ileriye götürebilir? Son günlerde herkes birbirine bunu soruyor!
Ben söyleyeyim, götürürler, götürecekler! Ellerinden gelse cezaevlerindeki ‘it uğursuz’ tabir edilen suç makinesi tüm kriminal suçluları dışarıya çıkartıp yerine kendileri gibi düşünmeyen, destek vermeyen herkesi cezaevlerine atacaklar! O derece yani!
Göreceksiniz, baskı ve sindirme operasyonları, belediyeleri iş yapamaz hale getirme çabaları hız kesmeyecek. Şimdilik ağırlıklı İstanbul hedefte, kayyum atayamadılar ya, tüm çalışanları tek tek toplayıp içerden çökertecekler. Bu da yetmezse başka illere de bulaşacaklar. İzmir’de olduğu gibi sendikalar zaten hakkından geliyor belediyelerin. Kaynakları neredeyse tamamen kesilen belediyelerin üzerine işçilerin maaş artışları üzerinden sendikalar da yükleniyor; böylece iktidar yerel yönetimlerde bir başka büyük sorunun da kapısını açıyor.
Gerçek şu ki, sandık şart ama iktidar köşe bucak kaçıyor.
Bu ülke askeri, sivil darbeler gördü, ama bir şekilde sandık halkın önüne geldi, vatandaş 80 darbesinin güçlü paşasını bile bir kalemde silip attı. Sonrasında da iktidarlar seçimlerle değişti, ANAP dâhil kaybeden bir kenara çekildi kaderine razı oldu.
Ama bu kez öyle değil… Bu iktidar gitmemek için elinden geleni yapacak. Çünkü hiçbir iktidar yargıyı bu kadar sopa yapmadı, yolsuzluk usulsüzlük iddialarına konu olmadı. Yani iktidarın kaybedecek çok şeyi var. İktidar giderse onlar için hayat zor olacak zira hesap verecekleri çok şey var.
Partisinde birlikte yola çıktıklarını bertaraf eden, önce siyaseten güçlü rakibi Demirtaş’ı, sonra da İmamoğlu’nu tutsak alan tek adam şimdi birinci parti konumuna gelen CHP’yi tekrar Kılıçdaroğlu’na teslim etmek için yeni bir senaryoyu hayata geçirmeye çalışıyor.
Olur mu, olur! Ülkeyi değil koltuğunu düşünen siyasetçiyle oyun oynamak kolaydır. Haziran’daki duruşmada ‘yargı eliyle’ genel başkanlık Kılıçdaroğlu’na teslim edilirse artık ört ki ölem! Türkiye nereye sürüklenir düşünmek bile istemiyorum. Kılıçdaroğlu’nun böyle bir senaryonun parçası olmak istemediğini söylemesini bekleyen varsa boşa bekliyor. Zira koltuk hırsı on, ülke çıkarları sıfır puan!
Partisi Demirtaş’ı yıllardır nasıl bir kenara attıysa Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP de İmamoğlu’nu hücrede unutur gider. Sonrasında halka nasıl bir gelecek biçilir hayal bile edilemez! O nedenle toplumda gelişen kötülüğe karşı çıkma gücü eksilmeden artmalı, başka kurtuluş yok.