Çeşme’de bulunan Ilıca plajı dünyanın en güzel, en özel plajlarından biri….

Sebebi bembeyaz, ince kumu…
‘İdi’ demek daha doğru olur çünkü o güzelim kum çalına çalına yok olmak üzere.
Kim çalıyor derseniz, tahmini de olsa isim verip mahkemelerle uğraşmak istemiyorum tabii ki.
Ama yakındaki işletmeler, tadilat yapanlar, temizlik yapıyoruz diye yüzeydeki kumu traşlayanlar, işlettiği plajına kum taşıyanlar diyebiliriz.
Bembeyaz kumsalın yarısı artık kahverengi…
Sadece Ilıca plajı da değil.
Çiftlikköy de kumunu çaldırma konusunda mağdur durumda.
***
Yediği kaba pisleme konusunda birinciyiz.
Halk olarak ‘benden sonrası tufan’ diyoruz ve bindiğimiz dalı adeta şehvetle kesiyoruz.
Bizden sonraki nesiller bu güzelim plajları sadece fotoğraflarda görecek.
Çeşme’de bembeyaz kumlar birilerinin ‘kum kapmaca’ oyunuyla yok olurken, dünyada ise bazı plajlar kendini korumak için adeta James Bond filmlerinden fırlamış gibi önlemler alıyor.
***

İspanya: Plajlara DNA testi!

İspanya’nın bazı bölgelerinde plaj kumlarının çalınmasını önlemek için “kumun DNA’sı” kaydediliyor. Yani bir işletmeci elinde bembeyaz kumlara ortaya çıkarsa ‘bunlar Ilıca’dan ‘ diye ispatlanabilir. Bu durumda ‘Rüzgar savurdu abicim’ yalanı işe yaramaz yani!

Hawaii: Kum çalana 100 bin Dolar Ceza

Hawaii’de plajlardan kum, taş, çakıl, hatta kum tanesi bile almanın cezası 100 bin Dolar! Turistler hatıra olsun diye bir avuç kum alayım dese havaalanında yakalanınca cezayı yiyor! Bizdeyse bir kamyoncuk alsam kim anlar ki kafası ve rahatlığı var. Çünkü yeterli denetleme ve caydırıcı ceza yok. Oysa ki kum çalana “Biz senden alacağımız parayla canımız isterse kumdan koskoca bir kale yapabileceğiz” denmelİ!

İtalya: Plajları çipli yaptılar

Sardunya’da bazı plajların kumu özel işaretleniyor. Kum çalınırsa, taşındığı yerde nereden geldiği tespit edilebiliyor. Çeşme kumunun Kuşadası’nda çıkması böylece engellenmiş oluyor.
***
Yani dünya plajlarını korumak için teknoloji, ceza ve akıl kullanıyor.
Biz de, kim görecek ki mantığıyla kumsalı kepçeyle tırpanlıyoruz.
Artık iki üç kişi bir araya gelsek konu dönüyor dolaşıyor aynı yere geliyor; İzmir’in en güzel zamanlarını gören son nesil bizdik.
Çeşme plajlarına köpek girmesi yasak değildi ama kumları da bembeyazdı.
Plajın girişi cüzi de olsa ücretli idi ama kimse ardında çöp yığını bırakmazdı.
Gözümüz gibi baktık biz bu plajlara. Hala da öyle. Bir izmarit bırakmayız ardımızda.
Ama işte, ucube işletmelerin sahipleri, şuursuz müteahhitler gelsin de kamyon kamyon çalsın diye değil!