İki gün sonra 2024’e gireceğiz!.. İyi temenniler, dilekler havada uçuşuyor. Haliyle herkes yeni yılın mutluluk, huzur, bereket vb. getirmesini diliyor, bekliyor ama 2024 korkarım böyle bir yıl olmayacak.

Yıldırıcı, karanlık ve baskının daha da arttığı, tehlikelere gebe bir yıla doğru yol alıyoruz… Yerel seçimlerin bu gidişi ne ölçüde değiştirebileceğini de kestirmek zor; orada da çok umutlu değilim!

Evet, günümüze gelirsek; Mayıs seçimlerinden önce de beklemiştim ama yüzde 50’nin bir tık üzeri ayarlanmış, garantilenmiş ki, terör kartını çekmeye o zaman gerek görmediler. Ne var ki yerel seçimlerde durum farklı, İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyük şehirleri alamayacaklarını gördüler ne yazık terör kartı masaya sürüldü! 2015 yılında kaybettikleri Haziran seçimlerinden sonra apar topar Kasım ayında ülkeyi yine seçime götürmüşler bu geçen sürede yaşanan terör olayları tarihimize en kanlı, en acılı günler olarak geçmişti. Sonuçta, korku galebe çalmış 4 ay önce kaybettikleri seçimi alabilmişlerdi!

Şimdi 12 şehidimize ağlıyoruz, gençlerin fotoğrafları, aile öyküleri yine yüreğimizi dağlıyor ama bu şehitler nasıl, hangi koşullarda, hangi ihmaller zinciri sonucu verildi; bilmiyoruz!.. Deniyor ki, bir metre karın içindeki çadırlarda askerimiz yaşam savaşı veriyordu, terör örgütü 20 metre yakınlarına kadar gelebilmişti; askerimiz zaten ülke sınırlarının dışındaydı ve ABD, Rusya destekli örgüt yöreyi coğrafyayı çok iyi biliyordu!..
Kamuoyu neler yaşandığını, saldırının nasıl olduğunu bilmiyor, bunu geçtim, muhalefet ‘ihmal var mı’ sorularına cevap alamıyor. Ama iktidar hep yaptığı gibi istiyor ki muhalefet yine yanında hizalansın ve hazırladıkları bildiriye imza atsın!..

Eskiden öyleydi! Ama CHP artık iktidarın, terörün ve şehitlerin sorumlularıyla yan yana hizalanmaya son verdi, kendi açıklamasını yaptı sorularını kamuoyu ile paylaştı. Nihayet olması gereken duruşu gördük. Ama gel gör ki, öyle gerçekdışı bir durum yaşanıyor ki, muhalefet İktidardan şehitlerin hesabını sorup, ‘bilgi verin, açıklama yapın’ dediği için linç ediliyor. Tek yaptıkları muhalefet ile terör örgütünü irtibatlı gösterme çabası! Şehitlerin hesabını soramayıp, sanki sorumlusu CHP’ymiş gibi saldıranlar; iktidar ortağı yobazın Meclis’te özerlik, eyalet sisteme çağrılarına tek laf edemiyor.  

Yine en iyi bildikleri yöntemleri devreye sokup provokasyon peşinde koşuyorlar. Amaç, şehitler üzerinden CHP’nin DEM ile olası işbirliğinin önünü kesmek. Tabii bu olası iş birliğinin içe sinmesi için Demirtaş’ın Kobani Davası’nda yaptığı savunmada dile getirdiklerinin DEM tarafından da dile getirilmesi ile mümkün olur; ama ne gezer! ‘Kürtçülük ve Öcalan’ siyasetine sıkışan DEM’in duruşu ülke siyasetine de büyük zarar veriyor. DEM’in sahip çıkmayıp dışladığı, iktidarın baş düşmanı Selahattin Demirtaş keşke ‘barış’ sesini partiye duyurabilse…