Her şey 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın Gazze şeridine yakın bir yerleşim bölgesine, tam da bir gençlik festivali etkinliği sırasında yaptığı saldırı ile başlamış ve ciddi can kayıpları yaşanmıştı.

Evet, İsrail-Filistin gerilimi hep vardı ama Filistin Başkanı Mahmut Abbas daha mutedil ve diplomatik çözümcü bir figür iken, Hamas İslami direniş örgütü olarak başına buyruk hareket edebiliyordu. Mahmut Abbas bile o saldırıyı kınamıştı. Nitekim Hamas saldırısı üzerine gelişen can yakan olaylar tüm dünyanın gözü önünde yaşandı, yaşanıyor…

Filistin darmadağın edildi, Gazze kalmadı, binlerce sivil, genç yaşlı kadın çoluk çocuk İsrail saldırılarının hedefi oldu. Pek çok analist, Hamas saldırısının aslında bir provokasyon olduğu görüşündeydi ama İsrail eline geçen bu ‘haklı nedeni’ acımasızca kullandı…

Yaklaşık iki yıl geçti ve bugün gelinen nokta, ne yazık ki artık İran-İsrail savaşına evrildi. Çünkü ABD de kendi ülkesinde bile iç savaş ortamı yaratmaktan çekinmeyen çılgın bir başkan iş başındaydı. Olayları sakinleştirmek değil aksine birbirine kırdırmak üzerine geliştirdiği politikaları dünyayı da kabusa sürüklüyor.

Tabii, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudlar, İsrail’in arkasında. Demek ki neymiş; din kardeşliği sadece hikaye imiş. Bu da yetmez ‘yeni kardeşimiz’ Suriye yönetimi hava sahasını İsrail’e açmış; uçaklara havadan ikmal yaptırıyor.

Peki biz bu hikayenin neresindeyiz? Yukarı tükürsen bıyık aşağıya tükürsen sakal misali; ne İsrail’e karşı net duruş gösterebiliyoruz ne de İran’ın yanında olabiliyoruz! Bu politika ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ şiarıyla yapılıyor değil, sıkışmışlıktan dolayı böyle.

Aslında İran ve İsrail’de totaliter ve iç muhalefetin hayli güçlü olduğu yönetimler iş başında. Bu savaş her iki ülkede de yönetimin halkı konsolide etmesine olanak sağlıyor.

İbn Haldun asırlar önce (başka anlamda olsa da) ‘coğrafya kaderdir’ demiş ya, aslında tarihin hangi döneminde yaşadığınız da kaderin bir parçası. Tamam insanlık çok daha kötülerini gördü, yaşadı ama milenyum çağının en zorlu dönemlerini de gerek içinde bulunduğumuz coğrafya, gerek basiretsiz ve kötü yönetim sayesinde ülke olarak yaşıyoruz. Etrafımız ateş topu, al birinden vur ötekine denecek kadar baskıcı faşizan yönetimlerin hüküm sürdüğü iki ülke, İran ve İsrail birbirine kırdırılıyor.

Bunun kazananı olur mu? Hangi savaş halkına kazandırmış ki? Yine yitip giden sivil vatandaşlar; çekilen çileler bize de düşen tedirginlik, katlanmış gelecek endişesi, yokluk, yoksulluk oluyor.