19 Mart sendromu, AKP’nin döviz rezervlerini bir ay içinde 50 milyar dolar erittiği dönemin başlangıcıdır...
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart 2025 gününden sonra CHP’nin mitingleri haftada iki kez Türkiye’nin her yerinde ve İstanbul’un bir ilçesinde yapılmaya başlandı.
İstanbul Üniversitesi gençlerinin iptal edilen diploma ve tutuklama kararlarına itiraz için yapmak istedikleri basın açıklamasını engellemek için Üniversite Kapısında barikatlar kuruldu. Gençler polis güçleri ve kullandıkları biber gazına karşın barikatları aşarak Beyazıt Kapısına ulaşıp basın açıklamasını yaptılar.
İstanbul’da 23 yılda ilk kez aşılan barikatlar iktidara direnişin fitilini ateşledi. 20 Mart akşamı Özgür Özel’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi Saraçhane binasını korumak için gidip, miting düzenlediği alana direnişçi gençler akın etti. Saraçhane gece toplanmaları İstanbul’un her yerinden gençleri meydana topladı.
Evet, mitingler sürüyor. Anadolu ve Trakya’nın her yerinde mitingler on binleri yüz binleri, İzmir gibi yerde de milyonları iktidara tepki için bir araya getiriyor. Kırsal alanda da traktörünü alan mitinge koşuyor. Görünüşe göre muhalefete önderlik yapan CHP’nin oyu neredeyse her ilde AKP’nin önüne geçiyor durumunda. Bu durumun gerçekleşme korkusu iktidarı muhalefet partilerine karşı “yargı balyozunu” kullanmaya itiyor. İddialardan birisi böyle.
Ortada bir seçim havası var mı derseniz; muhalefet için var, iktidar için yok.
İktidar yakında seçim düşünüyor olsa iki yıldır asgari ücrete yapılacak temmuz zammını atlatır mı? TÜİK aracılığı ile gerçekleşen enflasyonu yarı yarıya düşük gösterir mi? İstanbul kanalı alanındaki muhalif belediye başkanlarını görevden alıp, belediyeleri istediği gibi yönetme çabasına girer mi? Sadece bir başsavcılıkla Türkiye’deki davaları merkezden yöneterek ve birkaç kent cumhuriyet savcısı ile de tüm kurumlar üzerinde bir yargı “tehdidi” yaratır mı?
Tabii ki, eğer ülkede “olağanüstü hâl” ilan edilerek bir seçime gidilirse, sandıklara gidenlerle, sandık listeleri ve sandıktan çıkanları planlamak mümkün olabilir. Daha önce milyonlarca denetlenmemiş oylar da vardı, mühürsüz oy pusulaları da hazırlanmıştı, kararı da… Bu sefer neler organize edilir, bunu hayal etmek bile zor…
Mehmet Şimşek vatandaşın “ümüğünü sıkmaya” devam ediyor. Yakıt fiyatları yükseliyor, böylece piyasadaki malların değeri de yükseliyor. TÜİK, kendine göre bir market kurup, oradaki fiyatları düşük tutup kendi tanıdıklarına düşük fiyatla satıp bunu enflasyon için kriter olarak mı hesaba katıyor acaba diye düşünüyorum. Yoksa bir adet kiraz nasıl 10 lira olur? Kirazın kilosu 500 – 600 lira. Bazı okurlarımızın şöyle dediğini duyar gidiyim: bu yıl kiraz yemesinler. Tabii kendilerine göre haklı olabilirler. Vatandaş kiraz yemesin, erik yemesin, salataya limon sıkmasın, et yemesin, patates yemesin de ne yesin. Sıfır atık projesinin dünya çapındaki kampanya yöneticisi Emine hanım “sağlık için az yiyin” demişti. Vatandaş düşük geliriyle neyi az yiyerek yaşamını sürdürsün sorusuna herhalde Emine hanımdan bir yanıt gelir.
Erdoğan mazot fiyatlarıyla ilgili bir hesabı kamuoyu ile paylaştı ve şöyle dedi: “2002 yılında asgari ücret 184 TL idi ve bununla 170 litre mazot alınabiliyordu. Bugün ise asgari ücretle 445 litre mazot alınabiliyor. Asgari ücretli bir vatandaş, arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor” ifadelerini kullandı.
Muhalefet olur mu, bugün mazot 50 lira, araba deposu 60 litre, depo 3 bin liraya dolar 10 kez değil, 8 depo yapar gibi, bence “abuk” tartışmalara girdi. 2 Temmuz’da 2 lira ÖTV zammı gelecek, farkında bile değil herhalde…
Eyyy muhalefet partisi liderleri! Asgari ücretli kaç kişide araba var. Asgari ücretli aylık otobüs bileti, AKBİL gibi, alınca geçinmek için elinde kaç para kalıyor, bunu vatandaşa anlatın.
Geçen seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu meydanlarda bağırıyordu; Sağlık bakanlığı hastalara hastanelerde randevu için para ödenmesini, ilaçlardan katkı payını kaldırdı. Zamanla tüm bu kesintiler geri geldi. Özellikle 65 yaş üstü vatandaş eziyet çekmeye başladı.
Muhalefet sadece seçim isteriz demenin ötesinde, içeriğini doldurmalı. Bunu düşünemiyorlar mı, yoksa, seçimi kazanmak mı istemiyorlar?