Edremit Kitap Fuarı, “Ölmez Ağacın Gölgesinde Kitap” sloganıyla bu yıl 7. kez düzenleniyor. 18-24 Ağustos 2025 tarihlerinde Altınkum Fuar Alanı’nda gerçekleştirilen fuarın onur konuğu Sunay Akın. Fuarda; iki yüze yakın yazar, şair, gazeteci, akademisyen ve siyasi parti temsilcisi ile 150 yayınevi yer alıyor.
Bu yazı gazetemizde yayımlandığında okuyup giderseniz son iki gününü yakalamış olacaksanız.
20-21 Ağustos tarihlerinde imza günlerim için bu fuardaydım. Böylece, kitapseverlerle şairlerin, yazarların, tarihçilerin ve gazetecilerin buluşmalarına tanıklık etme şansım oldu. Geçen sene Kuşadası, bir önceki sene de Burhaniye Kitap Fuar’ına katıldığımda benzer şeyler hissettiğim için sizlerle gözlemlerimi paylaşmak istedim.
Her ne kadar dijital ortamlarda ulaşılabilen dergi, kitap, çeşitli dokümanlar her geçen gün artsa da hala kitabı koklayan, elinde tutmak isteyen, yazarını karşısında görünce heyecanlanan, buna kıymet veren insanlar var. Bu fuarlar onlara iyi geliyor. Sahil kasabalarına plajları dışında anlam yükleniyor. Ailelerinin yanında akşam gezmesindeki çocuklar da kendilerini bir anda edebiyatın, sanatın konuşulduğu bir ortamda buluveriyor. Böyle geçirdikleri akşamlar belki çocukluklarının en unutulmaz anıları arasında yer alacak. Ellerinde telefon, tablet yok. Kitapları inceleyen anne babalarının yanında önce onları izliyor, sonra da tıpkı gördüklerini yapıp sayfaları karıştırmaya başlıyorlar. Ölmez ağacın gölgesi hepimizi öyle sarıp sarmalıyor ki sanki her gün kötü haberlere uyandığımız bir dünyada değil de başka bir gezegendeyiz.
Fuarın tanıtımında, ‘Sabahattin Ali’lerin yaydığı aydınlanma ışığı Edremit’ten bütün Türkiye’ye bir kez daha yayılacak’ diyordu. Yazdıklarını nefesimi tutarak okuduğum, hakkında yapılan belgeseli izlerken boğazımdaki düğümle gözlerimden süzülen yaşlara hâkim olamayıp günlerce etkisinde kalarak dolaştığım eşsiz adam… Yazılarımın yol göstericisi, sanki zamanın ötesinden çıkıp gelivermiş duruşuyla verdiği güç…
Bir günümü, hiç tereddüt etmeden Sabahattin Ali Anı Evi’ni gezmeye ayırdım. Sabahattin Ali’nin çocukluğunun geçtiği ev, Edremit Belediyesi tarafından onarılarak bugünkü haline getirilmiş. Evin bulunduğu sokaktan geçerken, aynı yerlerde onun attığı adımları, aldığı nefesi düşlemek bile heyecan vericiydi. Kapıdan girdiğim an, başka bir boyuttaydım artık.
Sabahattin Ali, şiirleri, öyküleri, romanları, bir oyunu, mektupları, makaleleri, çıkardığı dergiler, gazeteler ve yaptığı çevirilerle bir edebiyat ustası ve aydınıdır Türkiye’nin. Yurdunun sahiplenmediği…
Çağına ve çevresine dürüstçe, yiğitçe, ustaca tanıklık etti. Uğradığı tüm haksızlıklara, saldırılara karşın inandığı yolda direndi, ülkesinin bağımsızlığını, emekçi halkının özgürlük ve mutluluğunu savunmaktan geri durmadı. Yazdıklarıyla halkın sesi oldu. Yazmaması için olanca baskılara maruz kalmasına rağmen namuslu yaşamayı ve yazmayı sürdürdüğü için de canına kıyıldı. Kuyucaklı Yusuf’unu herkes tanıyor, Aldırma Gönül Aldırması’nı herkes biliyor, Marko Paşa’sını da trajik ölümünü de.
Soruşturmalar, gözaltılar, tutuklanmalar, yargılamalar, cezalar, hapisliklerle dolu kısacık ömründe, her durumda ve her fırsatta direnerek yazdıklarıyla yaşama katkılarını sürdürmekten geri kalmadı.
“Bir gün kadrim bilinirse” dedi. “Göklerde kartal gibiydim / Kanatlarımdan vuruldum / Mor çiçekli dal gibiydim / Bahar vaktinde kırıldım” dedi kendi sonunu anlatıyormuş gibi. “Görecek günler var daha” dedi ve aldırmadı kahırlara. “Mayıs’ta gönlüm delidir” dedi. “İnsan olmak dokunuyor haysiyetime” dedi. “Şehirler bana tuzak / İnsan sohbetleri yasak / Uzak olun benden, uzak / Benim meskenim dağlardır” dedi ve dağlarda öldürüldü Sabahattin Ali.
Anı evinde, el yazısıyla şiirlerinden, fotoğraflarından gazete haberlerine kadar her şey var. Onun omzuna başınızı yaslıyormuşsunuz gibi hissettiriyor bahçesi, odaları, merdivenleri… Böylesine onurlu bir yaşama tanıklık etmemize imkân tanıdığı için burada zaman geçirmek ayrıcalıktı.
Bir gün yolunuzu düşürüp görün isterim. Aynı duyguları paylaşacağımızdan şüphem yok:
“Ne bir dost, ne bir sevgili,
Dünyadan uzak bir deli…
Beni sarar melankoli:
Kafamın içerisi ölür.”
Yurdumuzda, sahip olmak için bedeller ödemeden haklarımıza kavuştuğumuz, hukukun üstünlüğüne ve adalete güvenebildiğimiz, özgür, mutlu, gülen insan yüzlerine bakabildiğimiz günlerin geleceğine inanıyorum, inanıyoruz.
Kaynak: Edremit’in Sabahattin Ali’si, Edremit Belediyesi Kültür Yayınları, 2021.