Aylar önce iktidar, CHP'li yerel yönetimlerin gırtlağına çöküp sadece mali değil her taraftan kıskaca alınca, artık büyük yatırımların filan hayal olacağını belirtip ‘çöplerimizi toplayıp, ölülerimizi gömsünler ona razı olacak hale geleceğiz’ diye yazmıştım.
Zaman ne yazık ki en acı şekilde beni haklı çıkardı. Keşke olmasaydı ama durum çöpler açısından feci durumda. Herkes ağırlıklı olarak yaşadığı ilçenin durumunu biliyor, görüyor; biri Buca’dan feryat ediyor beriki Konak, Gaziemir… Ben de Karşıyaka’dan…
‘Belediyeler suçludur, işlerini yapamıyorlar’ filan demek istemiyorum zira hepsinin ne zor koşullarda olduğunu biliyorum. Gerçekten personel maaşlarını ödeyemez durumdalar, sendikalar feryat ediyor, yetmezmiş gibi iktidarın yargı kıskacı da CHP li yerel yönetimlerin başında Demokles’in kılıcı gibi sallanıyor.
Vatandaş Harmandalı çöp toplama alanının durumunu Büyükşehir’in araçlarının yeterli olup olmadığını vs. bilmez bilmek zorunda da değil. Vatandaş evinin önündeki çöp toplansın diye bakar. Büyükşehir veya ilçe belediyesi; kimin sorumluluğunda olduğu da vatandaşı ilgilendirmez. Zira koordinasyon diye bir şey vardır. Varsa tabii…Neticede en temel yerel yönetim hizmeti olan çöp toplama işinin yapılmasını ister, bekler…
Ama vatandaşı şu ilgilendirir, pisliğini çöpünü uluorta atmamayı öğrenmek!... Çuvaldızı batıracaksak, hizmet bekleyenin de sorumluluğu olduğunu unutmayacağız. Örneğin vatandaşın Karşıyaka sahildeki rekreasyon alanlarını temiz tutmak çöplerini toplamak gibi sorumluluğu olmalı. Her akşam bu yeşil alan yüzlerce vatandaşın güzel vakit geçirdiği nefes aldığı bir yer. Ama sabah yürüyüş yapan biri olarak gördüğüm manzara içimi dağlıyor öfke doluyorum. Ertesi akşam muhtemelen yine ailenle geleceğin bir yeşil alana bu pisliği gece nasıl bırakıp gider insanlar? Bu da madalyonun diğer tarafı ve bence eğitim, empati ve görgü dediğimiz kavramların devreye girdiği bir alan.
Ne var ki çöp konusu bir süredir hiç olmadığı kadar kentin gündeminde sıcaklarda endişeye yol açacak hale geldi. Bir çözüm mutlaka bulanacaktır, bulunmak zorunda. Dediğim gibi vatandaşın yerel yönetimlerden öncelikle beklediği hizmetlerin başında geliyor.
Körfez kokusu uzun zamandır yoktu, yine hayatımıza girdi. Balık ölümleri ve koku başladı rüzgarın yönüne göre koku farklı bölgelerde yoğun hissediliyor ama en fazla Bayraklı ve Karşıyaka sahilleri…
Evet, bu konu da tek başına Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda değil; bu işin paydaşı bakanlıklar var ve kıllarını kıpırdatmıyorlar. Adeta ‘İzmir koksun, çöplen yığılsın, vatandaş belediyeye düşman olsun’ havasındalar. İzmir her taraftan cezalandırılıyor!..