Öncelikle İzmir Büyükşehir Belediyesi’ nin http://skpo.izmir.bel.tr/content.aspx?MID=30 adres çubuğuyla ulaşılabilen Sağlıklı Kent İzmir sayfasından ‘Sağlıklı Kent’ tanımını alalım:

“Sağlıklı bir kent sürekli olarak sosyal ve fiziksel çevreler yaratan, bunları geliştiren ve hayatın tüm fonksiyonlarını yerine getiren getirebilme ve en yüksek potansiyellerine erişebilmeleri konusunda insanların birbirlerini desteklemesine olanak sağlayan, toplumsal kaynakları sürekli olarak genişleten bir şehirdir.”

Sonraki satırlarda da sağlıklı bir kentin nitelikleri sıralanmaktadır:

“...

1- Konut kalitesi de dahil olmak üzere yüksek kalitede, temiz, güvenli bir fiziksel çevre,

2- İstikrarlı ve uzun vadede bu istikrarın sürdürülebildiği bir ekosistem,

3- Güçlü, birbirini destekleyen ve sömürücü olmayan bir toplum,

4- Toplumdaki bireylerin kendi hayat, sağlık ve refahını etkileyecek kararlarda katılım ve kontrole sahip olması,

5- Şehirde yaşayan tüm bireylerin yemek, su, barınak, gelir, güvenlik, iş vb. temel gereksinimlerinin karşılandığı,

6- Her türlü temas, ilişki ve iletişim olanağıyla değişik kaynak ve deneyimlere ulaşılabilindiği,

7- Çeşitli, hayati ve yenilikçi bir kent ekonomisi,

8- Geçmişe, şehir sakinlerinin kültürel ve biyolojik mirasına ve diğer grup ve bireyler ile bağlılığın desteklendiği,

9- Optimum düzeyde herkese ulaşabilen halk sağlığı ve hastalık bakım hizmetlerinin verildiği,

10- Yüksek bir sağlık statüsüne (yüksek seviyede pozitif sağlık ve düşük seviyede hastalık) sahip bir şehirdir.”

Evet, biliyorum şimdiye kadar okuduğunuz satırlarda ben yokum, İBB var. Ben bu yazımda sorularımla var olmayı seçtim:

1. İzmir’ deki konut kalitesi nedir? Yüksek kalitede, temiz güvenli bir fiziksel çevrede mi yaşıyoruz?

2. İzmir’in eko sistemi, Bergama Ovacık ve Efemçukuru altın madenleri; tümü en verimli tarım alanlarına yerleştirilmiş Organize Sanayi Bölgeleri ile sürdürülebilir ekosisteme sahip olabilir mi?

Susuzluğun pençesindeki İzmir’ de, yağmalanan Çeşme’ de her biri orta ölçekli kasabalarımız kadar su tüketecek golf sahaları yapmak uygun mudur?

Aliağa gibi sanayi cehennemi bir yerleşim yeriyle nasıl sağlıklı olunabilir? Dünyanın başından defettiği nükleerinden tutun da hurda gemilerine varıncaya kadar ne kadar radyoaktif ve tehlikeli atık varsa sokulan bir kent sağlıklı mıdır?

Kentin evsel atıklarının depolandığı ve heyelan bölgesi olduğu bilinen alan güvenli midir? Alan kaymaktadır ve yağışların heyelanları tetiklediği bilinmektedir. On beş yıl için bir buçuk milyon nüfuslu kentin gereksinimi için yapılmış yatırım otuz yıldır ve şu anda da dört buçuk milyon nüfus için kullanılmaktadır. Facia kapıdadır. Hem sorumlular hem de kentli timsah gözyaşlarını dökmeye hazırlar mıdır?

3. Sizce toplumumuz ne kadar güçlü ve birbirini destekleyen, sömürmeyen bireylerden oluşmuştur? İzmir’ de böyle bir dayanışma, emeğe saygı, ticaret ahlâkı görebiliyor musunuz?

4. Evet, demokrasisi “doğrudan demokrasi” modeli midir İzmir’in? Yaşamınızı, sağlığınızı ve gönenç düzeyinizi etkileyecek hangi kararlara katıldınız?

Kamu hastaneleri kapatılırken veya işlevsiz bırakılırken sizin iradeniz var mıydı? Yoksa kamu hastanelerinin binbir güçlükle verdiği randevular sonucu sadece tanı koyup, özel hastanelere yönlendirme yapmasını siz mi istediniz? Bu irade sizin midir?

5. Her düzeydeki eğitim kuruluşumuzdaki çocuklarımızın, gençlerimizin okullarına aç gittikleri nesnel toplumsal gerçeğimizdir. Ayrıca toplumca sağlıklı beslenilemediği de açık seçik ortadayken, kentlilerimizin yemek, su, barınak gibi gereksinimlerinin karşılandığını düşünüyor musunuz?

Yerel gazetelerde hergün erkek egemenlerin işlediği suçları okuyor ve görüyor musunuz? Hergün birkaç yerde silahlı saldırı, çatışma haberine denk gelmiyor musunuz?

İşsizlik verilerini izliyorsunuzdur herhalde? Özellikle gençlerin işsizliği sizin canınızı yakmıyor mu? Bu büyük bir toplumsal tehlike gibi gelmiyor mu size?

En iyisi gerisini size bırakayım ve kararı siz verin lütfen: İzmir sağlıklı bir kent midir?