İzmir’e ait sorunlar kimsenin umurunda değil!

Gerçekçi olalım; hangi sorunumuzla ilgileniyorlar? Görevlisi var, yetkilisi var, sorumlusu var. Ama ilgileneni yok!
Halkın da umurunda değil. Söylenme, söylenti, yakınma, boş lâflar…

Kent kendi hâlinde nasıl oluyorsa öyle olup gidiyor işte. Düşünülüyorsa sermaye için düşünülüyor, yapılıyorsa yine onların çıkarına bir şeyler yapılıyor.
Orman yangınları kimileri için “Allah’ın bir lütfudur.” Yapacakları otelleri için gereken kadar alan yakılır. Ağaçlar, böcekler, bitkiler ve hayvanlar. Bütün bir ekosistem yok edilir.
Küre ısınmış ısınmamış. Bundan ne kadar kâr elde edilebilir? Ne kadar su varlığına el konulabilir? Ne kadar su ticarileştirilebilir daha? Küre ısınsın varsın!
Ulaşım rezaletmiş! Dedik ya, kimin umurunda? Bu kadar gürültülü metro ve tramvay başka hangi ülkede var? Otobüsler de pek öyle ahım şahım değiller.
Elektrik faturaları tam bir soygun belgesidir! Geçmediğin yolun parasını ödediğin gibi kullanmadığın elektriğin de parasını ödüyorsun. Kayıp ve kaçak kimin umurunda?
Üstüne bir de sayaç okuma bedeli! Ya manav tartı parası eklerse? Manifaturacı kumaş ölçme parası isterse? Sattığını ölçmeyecek de ne yapacak?
Devir faşizm devri. Sermaye egemen mi egemen!

Görevli yöneticiler yetersiz, beceriksiz, aciz ve sadece seyrediyorlar. Yukarının tahakkümü ve emirleri için varlar…
Mesela pazarlardaki tartı aletleri ne zaman denetlendi? Basit bir soru işte. Neden alıcıya dönük değil miktarı gösteren tarafları?
Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü vardır elbette bu şehirde. Pusuda ceza için bekliyorlar. Ama kaldırımlardaki motosikletleri göremiyorlar; işleri o kadar yoğun ki!
Kaldırımlar deyince, kimin kullanımında kaldırımlarımız? Yoksa işgal altındalar mı?
Otopark paraları nerede? Kaç para toplandı? Kaş paralık otopark yatırımı yapıldı? Araçların yüzde kaçı için yasal otopark yeri var?
Ama ihtiyacı karşılayacak kadar otopark yapılırsa kim çekici terörü estirecek? Kim çekme parası, otopark parası diye halkın cebine el uzatacak?
Paralı eğitim mi olur? Vergiler ne için veriliyor?
Kilise, cem evi ve sinagoglarda tertemiz tuvaletler ücretsiz. En büyük bütçe paylarından birine sahip Diyanet İşleri Başkanlığı’nın camilerinde ücretli. Bu paralar nereye ve ne amaçla harcanıyor? Neden diğer inançlarda olduğu gibi ücretsiz olamıyor?
Hani kenti şöyle bir gezeyim dediğinizde neler görüyorsunuz neler?
Bu hep böyle gider mi acaba? Birileri bu benim ülkem bu benim kentim der mi ki?