7 Şubat sabahı Hatay’da, 6 Şubat depremi nedeniyle oluşan enkazlardaydılar.

Arama-kurtarma, dayanışma psikolojik destek amacıyla oradaydılar.
Gençlik Merkezleri Yaşam Hakkı Derneği’ni kurdular bu gayretlerinden, özverilerinden sonra.
Bu pırıl pırıl gençlerimizin derneklerinin Tüzüğünde belirttikleri amaçları “… insanlar içinde ayırım gözetmeksizin doğal afet, deprem, sel baskını, orman yangını, v.b durumlarda insanların her türlü ihtiyaçlarını gidermek; afet ve krizlerden etkilenenlere ekonomik, sosyal, hukuksal ve psikolojik destek sunmak; afet yönetimi ve krizler konusunda toplumu bilinçlendirmek, gençlerden oluşacak arama kurtarma ekipleri oluşturmak ve bu ekiplere gerekli eğitim ve teknik desteği sunmak ayrıca gençlerin eğitim ve yaşam alanlarında yaşadıkları her türlü sorunları kolektif bir şekilde beraber çözmeye çalışmak; üyeleri bir çatı altında toplamak, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs vermek, üyeler arasında kültürel ve sosyal etkinlikler düzenlemek, yardımlaşma bilincini geliştirmek…” olmuştu.
Gel geç bir heves değildi yaşadıkları. Çalışmalarını aralıksız sürdürdüler. Birçok dernek üyesi eğitimler alarak afet kriz yöneticisi niteliği kazandılar.

Yetinmediler ve aynı zamanda yaşam hakkı söylemiyle çok geniş bir yelpazeye sahip çıktılar. Hayvanların, kadınların, gençlerin, emeklilerin, emekçilerin, ötekileştirilmişlerin yaşam özgürlüklerini savunan; eşit, özgür, adil bir yaşamı hedeflediler.

İzmir Alsancak'ta 1447 sokak 4 numara 1. katta da yeni bir temsilcilik açıp destek, yardım ve dayanışma kültürünü yaygınlaştırmaya başladılar. “ Yaşam hakkı mücadelesini anlatarak her yerde güçlenerek düşlediğimiz yaşamı öreceğiz. Herkes için yaşam hakkı! ” diyorlar.
Siz ne diyorsunuz?
Toplumumuz için her zaman gerekli olan bu derneğe üye olmaya, destek vermeye ve dayanışmaya evet diyor musunuz?