Bu yıllarımıza değil geleceğimize de ihanet ediliyor! Yaşamlarımızı çalıyorlar. En yıkıcısı geleceğimizi yok ediyorlar.

Ekonomik yıkımları alınacak akılcı önlemler ve yaşama geçirilecek emek, ekoloji, toplumsal yarar eksenli önlemlerle kısa vadede düzeltmek olasıdır.
Ekonomi ve politika bilimleri bunların yöntemlerini belirlemiştir. Bilinmeyen konular olmadığı gibi uygulanmayacak şeyler de değildirler. Sınıf mücadelesi bu…
Ancak toplumsal değer yargıları ve ahlâk, toplum sağlığı, eğitim, kültür gibi konularda iyileşme oldukça uzun süre ister. İşin en zor yanı budur.

Özellikle çocukların ve gençlerin eğitim ve sağlık durumlarına da bakınca…
Çağdışı eğitim egemen. Kuran kursları, Milli Eğitim okullarında imamların dersler verebiliyor olmaları…
Boyun eğen, kaderci, sorup sorgulamayan ve dogmalarla, boş inançlarla formatlanan beyinler. Sonunda köleliğe razı insancıklar…
Bir de bir taşla iki kuş vurulan, sistemin paralı okulları! Ana babaların bütçelerine el konulurken egemen sınıfların yöneticisi olacak hizmetlilerinin eğitilmeleri…
Beslenmeleri söz konusu bile olamaz! Öyle bir ekonomileri de yok sağlıklı gıda da… Makarna ekmek ile doyunmak elbette beslenmek değildir.
Eğitim yok, sağlık yok, acımasız ekonomik sömürü, dayatılan yeni ahlaksal anlayış ve davranışlar…

Mafya liderleri rol modelleri olmuş. Politikacıların bir günleri diğer günlerine uymuyor. Yalanın bini bir para! Zavallı, ezik ve kompleksli kişilikler ülke hakkında olumlu kararlar mı verecekler? Gençlerin eğitimleri, sağlıkları ve gelecekleri bunlarca mı belirlenecek? Olumlu olabilir mi aldıkları kararlar?
Üstelik bütün bunlar Dijital Devrim Çağında! Sermaye için ülke sınırlarının olmadığı zamanlarda.

Ülkeyi öncelikle bu dışla ilişkili parazitlerden kurtarmalıyız. Çocuklarımız, gençlerimiz ancak o zaman sağlıklı ve çağcıl olabilirler. Bilimden teknolojiden yararlanmaya başlarlar.
Ülkenin geleceği de ancak o zaman aydınlık olabilir.
Haydi o zaman bu parazitlerden bir an evvel kurtulmaya çaba harcayalım!