Her 5 yurttaştan biri, yaklaşık 18 milyon yurttaş, en temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar yoksul. Türkiye; gelir eşitsizliğinde Avrupa birincisi. Her 10 kişiden 2’ si yoksul, 6’sı da borçlu. Bu arada; çalıştığı halde yoksul olan kesimin oranı da yüzde 11.
Bunun anlamı; Türkiye’de gelir dağılımındaki adaletsizlik ve yoksulluk giderek derinleşiyor.
DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nın hazırladığı ‘’Türkiye’ de Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluğu Raporu’’na göre; gelir eşitsizliğinde Avrupa ülkeleri arasında birinci sıradayız.
Rapora göre; ülkemizde yoksulluk oranı yüzde 21.2’ye yükseldi. Bu oran, her 10 kişiden 2’ sinin yoksul olduğunu gösteriyor.
Ayrıca; halkın yüzde 60.9’u borçlu. Her 10 kişiden 4’ü de borçlarını ödemede zorlanıyor.
Bu arada; Genel-İş sendika’sının yoksulluk araştırması; ‘’asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını, yoksulluk sınırının 2024’ e göre 12 kat artarak 90 bin TL’yi aştığını ve emekçilerin alım gücünün altında kaldığını’’ gösteriyor.
Öte yandan; araştırmaya göre, çalıştığı halde yoksul olan kesimin oranı yüzde 11’ e ulaştı.
Çocukların yüzde 38.9’u da yoksulluk ve ‘’sosyal dışlanmışlık’’ riski altında.
Özellikle; çocuk yoksulluğu, çocukların temel haklarından yoksun kalması; sadece bugünün değil, geleceğin de yoksulluk problemini daha da derinleştireceğini gösteriyor.
Gelir adaletsizliği büyüyor
Avrupa İstatistik Kurumu Eurostat’ın verileri; gelir dağılımı adaletsizliğinin derinleştiğini gösteriyor. Bu verilere göre; Türkiye, gelir adaletsizliğinde Avrupa birincisi.
Eurostat’ın raporunda, ‘’Türkiye’ de en zengin yüzde 20’lik kesim, en yoksul yüzde 20’lik kesimin 9 katı gelir elde ediyor. Bu fark Avrupa ortalamasının 2 katı’’ denildi.
Raporda ayrıca; ‘’2024 itibariyle Türkiye’de kişi başına düşen milli gelirin 15 bin 463 dolar olduğu, bu rakamın da Avrupa ortalaması olan 36 bin 500 doların altında kaldığı’’ vurgulandı.
Türkiye’ de kişi başına düşen milli gelir 15 bin 463 dolar, Avrupa’ da kişi başına düşen milli gelir ise 36 bin 590 dolar.
Öte yandan; Eurostat’ın raporunda, ‘’milli gelir içinde emek gelirleri payının yüzde 37, sermaye kesiminin payının ise yüzde 42 olduğu’’ vurgulandı.
Gelir adaletsizliğindeki bu dengesizlik; üretilen değerin adaletsiz bir biçimde paylaşıldığını ve emekçinin büyümeden adil bir pay alamadığını gösteriyor.
Sonuç olarak
Eşitsizlikte Avrupa birincisiyiz. Üretilen değer adaletsiz bir şekilde paylaşılıyor. Emekçiler büyümeden adil pay alamıyor.