Çağımız; ‘’yerel demokrasi’’ çağıdır, “yerel demokrasi’’ demokrasinin hücrelerini oluşturur, yerel yönetimle vatandaş ilişkisi ve dayanışmasından ve dayanışmasından beslenir.
Yerel demokrasini doğal paydaşları; sivil toplum örgütleri ve bu bağlamda kooperatifler, sendikalar, yerel medya ile diğer demokratik kuruluşlardır.
Yerel demokrasinin en önemli etkili faktörleri de belediye başkanlarıdır.
Bu arada; kendisini sivil toplum örgütlerinden, yerel medyadan, vatandaştan, hemşehri oluşumlarından soyutlayan, kapısını kapalı tutan belediye başkanları yerel demokrasinin gelişmesine, kamu yönetimi- vatandaş dayanışmasına katkı sağlayamazlar.
Sivil toplum örgüt yöneticileriyle diyalog kanalları açık olmayan, görüşme taleplerine kayıtsız kalan, makam kapısı kapalı ve kentsel sorunlara yabancılaşan belediye başkanları; halka hizmet etmekten de giderek uzaklaşıyorlar.
Unutmayalım ki; genelde kamu yöneticileri, özelde de yerel yönetici, belediye başkanları halkın ‘’efendisi’’ değil, ‘’hizmetkarı’’dır.
Bu bağlamda; sivil toplum yöneticisi, gazeteci, hemşehri dayanışması temsilcisi belediye başkanından aylarca randevu alamıyorsa; bu noktada, yerel demokrasi algısında bir problem var demektir.
Belediye başkanı, randevu talebini kendi tercihleri doğrultusunda değil; temsil ettiği kamu yönetimi adına değerlendirmek bilincinde olmak zorundadır.
Öte yandan; seçimle göreve gelen Belediye Başkanlarının ‘’meşruiyet’’ kaynağı; seçimde oy kullanan yerel halk ve sivil toplum örgütleridir.
Bu temel anlayışının gereği; seçilmiş belediye başkanlarının makam kapılarını kapatmak değil; tam tersine sonuna kadar açık tutmalarıdır.
EGE-KOOP’UN İZMİR’İN 12 İLÇESİNDE İMZASI VAR
Ege-Koop’un İzmir’in 12 ilçesinde ürettiği 30 bin konutta yaşam sürdüren 150 bin yurttaşın kentsel ve çevresel sorunlarının çözümünde ‘’kolaylaştırıcı’’ olmak sorumluluğu var.
Bu sorumluluğu yerine getirmenin ilk ve belirleyici adımı da ilçe ve büyükşehir belediye başkanlarıyla diyalog kanalarını açık tutarak, görüşerek problemlerin çözümünü katkı vermektir.
Ege-Koop’un hayata geçirdiği projelerde yaşam sürdürenlerin ulaşım, barınma güvenliği, çevre ve kentsel problemlerin var. Bu problemlerin çözüm anahtarları da belediye başkanlarıdır.
Ancak ne var ki; Ege-Koop Genel Başkanı olarak bu problemleri görüşmek ve yeni projeler hakkında da bilgi vermek için aylarca randevu talebine cevap alamıyorum.
Bu arada; İzmir’in en önemli çözüm bekleyen problemi ‘’barınma krizi’’ne çözüm üretme bağlamında üniversitelerle, turizmde, basında, sivil toplumda, sanayide önde gelen aktörlerden oluşan Ege-Koop Danışma Kurulu; İzmir’de depreme dirençli konut üretimi, kentsel dönüşüm, imarlı- altyapılı arsa üretimi ve ulaşım gibi bir çok konuda özgün, uygulanabilir projeleri var. Bu projelerin tamamı belediyelerin görev ve yetki alanındadır.
Bu kamusal projeleri belediye başkanlarıyla paylaşmak, birlikte çözüm üretmek; Ege-Koop’un kuruluş felsefesini oluşturmaktadır.
Ne var ki; bu projeleri paylaşmak için belediye başkanlarından görüşme talebine aylardır cevap alamıyorum.
Sonuç olarak
Yerel demokrasinin en önemli aktörleri olan belediye başkanları, İzmir’in 12 ilçesinde imzası bulunan, İzmir’ in ve ülkemizin en etkili sivil toplum örgütü Ege-Koop’un Genel Başkanı’na randevu vermeyecekse, konut ihtiyacını kentsel problemleri, depreme hazırlık konusunu görüşmeyecekse, kime randevu verip kiminle görüşecek?