4 Mayıs’ı 5 Mayıs’a bağlayan geceyi yani Hıdrellez gecesini çok severim.
Çocukken de bizim evde o gece çok önemliydi. Mutlaka kağıda dilekler çizilir, arka bahçemizdeki gül ağacının dalına asılırdı.
Hatta sonra, biraz daha büyüyünce, o dilekleri sabaha karşı topraktan çıkarıp denize atmaya da başladık.
Hızır ve İlyas’ın sabaha karşı denizde buluştuklarında kendilerine atılan o dileklerin gerçekleşmesi için tanrıya ricacı olduklarına inanırdık.
Dediğim gibi hala çok severim o geceyi.
***
Hafızamda yer etmiş, birkaç iyi-kötü Hıdrellez gecesi de vardır.
Önceki gece de buna dahil oldu. ‘İyi-eğlenceli-mutlu-umutlu’ olanlarına bir yenisi eklendi.
Hayatımda hiçbir partili olmadım ve öyle ayılıp bayıldığım bir siyasetçi de olmadı.
Babamların dönemindeki gibi Ecevitçiler, Demirelciler vs.
Bilmem öyle şeyler….
Ama artık eminimi ki ben Lal Denizli’ciyim!
Çeşme Belediye Başkanı seçildiği günden beri gerçekten bu kasabaya bir kadın eli değdi!
Önceki başkanlarımız hiç kusura bakmasın. Onlar kötüydü, Denizli çok iyi demiyorum elbette.
Her başkanın bu ilçeye bir katkısı oldu tabii.
Ama işte Çeşme’de buram buram hissedilen bir kadın ilgisi, rengi, duyarlılığı, sevgisi, şefkati var artık.
Bayramı bayram gibi…
Festivali festival gibi…
1 Mayıs’ı 1 Mayıs gibi…
Ve dün gece de Hıdrellez’i Hıdrellez gibi kutladık.
Hatta benim bu yazıyı yazdığım 6 Mayıs öğle saatlerinde Belediye kutlamaları hala devam ediyordu.
***
Her kuşu hallettik bir leylek kaldı demeyin.
Dünyanın yaşam şartları en zor, siyasi ortamı en gergin ülkelerinden birinde yaşıyoruz.
Arada böyle enerji boşaltmazsak bu balon fena patlar.
Gülmeyi, eğlenmeyi, sokaklarda özgürce dans etmeyi öyle özlemişiz ki.
Yurtdışında bu rahatlığı yaşar insan genelde.
Dün gece Çeşme’de, Alaçatı’da sokakta herkes dans ediyordu.
Ateşler yakıldı, üzerinden atlandı, dilekler dilendi, şarkılar avaz avaz söylendi, göbecikler atıldı 😊 Kasabada tam bir şenlik havası yaşandı.
Ve yine bu yıl ki Ot Festivalinde olduğu gibi ne etrafta rahatsız edici tipler vardı, ne kavga, ne hırsızlık, ne taciz…
***
Lal Başkan, aldığı bütün iyi eğitimlerin, okuduğu bütün güzide okulların hakkını verdiği bir görev süresi geçıriyor.
Denizli’nin başkanlığı Çeşme’ye yalnızca bir yönetim değil, bir nefes oldu.
Kadın duyarlılığının getirdiği şefkat, özen, kapsayıcılık kasabanın her köşesinde hissediliyor.
Bu değişim sadece bir yönetim başarısı değil, aynı zamanda kadın liderliğinin topluma kattığı denge, huzur ve umudun somut bir kanıtı.
Çocukluğumuzun özgür, neşeli ve güvenli Çeşme’sine dönüş yolunda, Lal Başkan’ın attığı her adım, bu kasabaya bir ruh üflüyor.
***
Son olarak, Çeşme Emniyet güçleriyle de el ele verilince ben şahsen bu yaz plajların da güvenliğinden çok umutluyum.
2025 yazı daha farklı olacak gibi hissediyorum.
Halk plajlarına girmekten çekinmeyeceğimiz, burada yaşayanlar olarak Temmuz-Ağustos aylarında kendimizi eve kapatmayacağımız bir yaz olacak gibi sanki.
Çocukluğumuzun Çeşmesi gibi güvenli, huzurlu, neşeli ve temiz bir Çeşme yaşamak dileğiyle…