Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir… Diyor bir Çin atasözü. Kendi ülkem üzerinden düşündüğümde, her dönem farklı bir anlam ifade ediyordu bu söz. Bazen ‘küçük insanlar’ küçük yaşta olgunlaşmak zorunda kalan çocuklar oluyordu benim için. Bazen de birileri sayesinde bir yerlere gelmiş, egosu ve hırsı kendisinden büyük insanlar oluyordu. Bu sözü ilk defa aynı anda iki haliyle de anlamlandırdığım bir dönemdeyim.
Ya büyüdüğüm için böyle ya da tek umutsuzluk artık yetersiz geldiği için birden fazla umutsuzluk arıyorum. Gerçi ikisi de aynı şey değil mi. İnsan her yaş aldığında yeni bir umutsuzluk da alıyor heybesine.
Aslında atasözünü yazımın sonunda kullanmak istiyordum. Ama son dönemlerde (belki de en başından beri) her şey o cümle ile başlıyor. Çünkü bu ülkede küçük yaşta olgunlaşmak zorunda kalan çocuklar, hırsı kendinden büyük kişiler tarafından kullanılarak ölüme sürükleniyor. 14-15 yaşındaki çocuklar MESEM’lerde ucuz iş gücü olarak kullanılıyor ve can veriyor. Sadece 2025 yılında MESEM’lerde 16 çocuk işçi hayatını kaybetti. Bu sistemi kabul etmeyen ve iş cinayetleri sonucu ölen çocuklara dikkat çekmek isteyen Türkiye İşçi Partili öğrenciler Milli Eğitim Bakanlığı’nın düzenlediği Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi Çalıştayı toplantı salonunda protesto gerçekleştirdiler. Protestoyu yapan öğrencilere ne olduğunu düşünmek pek de zor değil tabi. Gözaltına alınan 17 öğrencinin 16’sı ifadeleri alınmadan tutuklandı. Suçları neymiş peki, “Mala zarar verme.” Hangi mala? Neye zarar? Çocuklar hayatını kaybederken kravatlı, bıyıklı adamların çalıştay adı altında toplanıp çocukların emeğini peşkeş çektiği kokteyl masalarına mı? Birilerine hakaret etmekle suçlanmışlar. Bazıları babaları sayesinde özel okullarda okurken; inşaatlarda ezilen, ölen çocuk işçilerin hakkını savunarak mı hakaret etmişler?
Sıra arkadaşlarımızın hiçbiri yüzlerinin kızaracağı bir şey yapmamıştır. Cevabı belli zaten ama MESEM’in mimarları yapmış mıdır diye bakmak istedim. Okumak fazla vaktimi alır diye Sayın Bakan’ımı geçip Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Salih Kaygusuz Bey’e baktım. Kendisi birçok yerde görev yapmış ancak özellikle 2018-2023 yılları arasında yaptığı Erzurum İl Milli Eğitim Müdürlüğü dikkatimi çekti. Övgüler dolu yandaş medya haberlerinden sıyrılınca Gazete Doğu Genel Yayın Yönetmeni Efendi Sarı’nın Salih Kaygusuz hakkında yazdığı köşe yazısı göze çarpıyor. Başlık ise çok manidar: “Bu şehrin eğitimden kayguluyuz!”
Efendi Sarı köşe yazısında günümüzde Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü olan, Dönemin Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz ile ilgili kendilerine ulaşan iddialardan bahsediyor. Efendi Sarı 2021 LGS sınavında başarısız olduğu düşünülen öğrencilerin sınava sokulmayarak başarı oranını yükseltmeye çalışıldığını iddia edip soruyor, “Sınava sokulmayan ve hayalleri elinden çalınan o öğrencilerden biri bizzat siz olsaydınız ne hissederdiniz?” Şimdi de biz soralım. “Yaşama isteğim kalmadı” notunu bırakıp intihar eden 15 yaşındaki MESEM öğrencisi Berk sizin çocuğunuz olsaydı ne hissederdiniz?
Köşe yazısında bunun gibi birçok iddia yer alıyor. Kaygusuz’un özellikle okul yöneticilerine karşı rencide edici tavırlar sergilediğinden, İlçe Milli Eğitim Müdürlerini pas geçerek, ilçe eğitim sistemini aksaklığa uğratacak kararlar alındığından, proje okullarına atama başvurularını tüm öğretmenlere açarak, başarı kriterlerinden ziyade başka referanslara göre görevlendirmeler yaptığından bahsediliyor. Efendi Sarı, Erzurum’un köy okullarına yapılan kalorifer tesisatlarının birçoğunda kazanı yakacak personel olmayışı nedeni ile bazı okullarda patlamaların yaşandığı veya yakılamadığı için donmalar neticesinde kullanılamaz hale geldiğinin iddia edildiğini söylüyor. Ve soruyor, “Bu dönüşüm kararı aldığınızda, personel istihdam sorunu düşünmediniz mi? Yoksa bu okullarda görev alacak öğretmenleri, aynı zamanda usta ateşleyici belgesi vererek kaloriferci olarak da çalıştırmayı mı düşündünüz? Hiç eğip bükmeden biz de soralım. Küçücük çocukları, emeklerinin düşük ücretine ‘harçlık’ deyip işçi olarak çalıştırmayı nasıl ve hangi akla hizmet düşündünüz?
Köşe yazısını bütün bu iddialara cevap bulabilmek için yazan Efendi Sarı, sorularının muhatabının Salih Kaygusuz olduğunu yazıp dönemim Erzurum Valisi’nden de cevap beklediğini belirtmiş. Bu yazının yazıldığı tarihte Erzurum Valisi, 7 Mayıs 2023’te Ekrem İmamoğlu'nun mitingine yapılan taşlı saldırıyı engelleyemeyen Okay Memiş'in ta kendisi. Ayrıca Eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım'ın elinde tespih ile yayılarak karşısında oturduğu vali… Memiş, Erzurum’daki görevinden sonra AFAD Başkanı atandı şimdi ise Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği görevinde.
Maalesef ki bu sistem böyle işliyor. Biz de “tekin”siz sisteminizden kayguluyuz. Yüz kızartıcı hiçbir olaya karışmayanların gölgeleri güneş battıkça daha da büyüyecek. Bu mücadele içeriye giren 16 ile başlamadı onun altı ile de kalmayacak.