Spiritüel akımlara gönül verip sonra da bize öğüt verenlerin son yıllarda en çok kullandıkları “zorlama, kendini akışa bırak” cümlesine bu saatten sonra karşı argümanla geliyorum...
Sonuna kadar direniyoruz güzel kardeşceğizlerim!
Ki biz zaten öyle insanlardık.
Bunlara uyduk, özümüzü unuttuk.
Zaten doğduğumz andan itibaren bir yaşam mücadelesinin içine düştüğümüz ülkede var olmaya çalıştık, çalışıyoruz.
Ne akışı yav?
*
Şöyle bir düşünüyorum eğer kendimi akışa bıraksaydım...
- Öyle bir semtin öyle bir sokağında büyüdüm ki annemin yasaklarına direnmeyip dizinin dibinden ayrılmasaydım şimdi kendimi her ortamda nasıl koruyacağımı öğrenemeyecektim...
Eğer kendimi akışa bıraksaydım...
- Sadece TRT 1 ve TRT 2 varken, filmlerin yönetmenlerinin adı bile anılmıyorken, fotoğrafçılık düğün ve vesikalık fotoğraflarla anılıyorken “ben Sinema-TV-Fototğraf okuyacağım” diye karar verip dediğimi yapamazdım..
Eğer kendimi akışa bıraksaydım...
- Fakültenin ilk yılında Alsancak kampüsünde 4 yıl makara yapar, sadece yol ve yemek parasına bir gazetede çalşmaya başlamazdım...
Eğer akışa bıraksaydım...
- Sadece bana verilen haberlere gidip özel haber peşinde koşmaz, daha üniversite bitmeden başka gazeteye kadrolu transfer olamazdım...
Eğer akışa bıraksaydım...
- Çok severek evlendiğim dünyanın en iyi insanını, hem de bir elim yağda bir elim baldayken “ama bu işte bir terslik var ben mutsuzum, galiba takım oyuncusu değilim” deyip tekrar sıfırdan başlamayı göze alıp ardımda bırakmazdım. Özgürlüğüme sahip çıkmazdım.
Eğer akışa bıraksaydım...
- Herkes yapıyor ne var deyip, ahlaksız teklifleri kabul eder, kalemimi satar, şimdi bu yazıyı havuzlu deniz gören villamda ağzımda meşe odunu kadar puromla yazardım.
Eğer akışa bıraksaydım...
- Param olurdu ama itibarım olmazdı... Ben tam tersini seçtim.
*
Yani bakıyorum da ben hep direnmişim.
Ne zaman akışa bırak saçmalıklarına kapılmışım, yelelerim yolunmuş, kanatlarım kırılmış.
Hadi len oradan!
Yok artık akış falan...
Direne direne yaşayacağız...
Her zaman kazanmayacağız belki ama akan suda boş beleş debelenmeyeceğiz.
Sağdan soldan uzanan dallara tutunup arada hop karaya çıkacağız!
İki nefes, biraz dinlenme sonra yine atlayacağız o suya...
Direneceğiz ulan direneceğiz!
Akışına kurban olunacak, ölünecek, teslim olunacak hayaller yok.
Gerçeklere karşı kulaç atma zamanı...
Yeniden.