Gerçekten son derece önemli tarihsel süreçteyiz. Ya lâik ve demokratik düzen ya da şer’iat ile yönetilmeyi tercih edeceğiz.

Oylarımız da bu nedenle tarihsel öneme sahip. Oylarımızla yeni bir tarih yazacağız. Umarım ve dilerim ki seçimlerimiz lâik demokratik düzenden yana olsun. Yoksa Ortaçağ karanlığının dibini boylarız!

Şeriatçı söylemleriyle ve hele hiç de af edilmeyecek şekilde, bayrağımızın arkasına saklanarak işledikleri suçların acı sonuçlarını hep beraber yaşıyoruz.

Gerilerinde hiçbir olumlu değer bırakmadan, toplumsal ahlâkımızı yıktılar. Mafya babalarının kasetlerinden en iğrenç en yıkıcı suçlarını, en ahlâksız ilişkilerini dinliyoruz.

Devlet hazinesinin dibi delinmiştir. Ülke toprakları yabancılara peşkeş çekilmiştir. Yaşam alanlarımız yaşanamaz hâle getirilmiştir.
Tarihte eşi örneği görülmemiş ekonomik yıkımla, kendileri emsalsiz zenginleşirken, yaşamlarımızı çalmışlar, bizi yoksulluktan yaşayamaz hâle getirmişlerdir. Yaşadıkları şatafatlı hayatları, bizim çalınmış hayatlarımızın toplamıdır.

Çıkarılan imar afları ve para için yapılan imar barışları nedeniyle insanlarımızı ölüme mahkûm etmişlerdir. Yaşıyor, görüyoruz.
On bir ilimizde yaşanan depreme hemen ve zamanında müdahale etmeyerek on binlerce canımızın yıkıntılar altında donarak ölmelerine neden olmuşlardır. Utanmadan da çaresiz halka Kızılay çadırlarını parayla pazarlamış, satmışlardır! Herkes tepkili ama bırakın istifa edeni ettirileni, aklıdan bile geçiren yok.

İktidarda kalabilmek için göz yumdukları, istihbarat bilgilerini sakladıkları toplu katliamlar, gençlerimiz arasına sokulan cihatçı intihar bombacılarıyla sağlandı; biliyoruz.

Elin kullandığı ama sökmediği gemileri ülkemize sokarlar. Tehlikeli atıklarla radyasyonla yüklüymüşler bu gemiler; aldırdıkları yok. Ülke nükleer çöplük olmuş ne umurlarında? Avrupa'nın naylon atıklarını getirip ülkemizin en verimli ovası Çukurova'ya savurmuşlardır.
Ekolojik yıkıma neden olan yatırımları ülkemize yığmayı "sanayileşme" diye yutturuyorlar.

İşçilerimiz iş cinayetlerinde göz göre göre ölüme yollanıyorlar. Emekçiler işsizlikten kırılıyorlarken üç beş ve hatta daha fazla yerden maaşlı yandaşlarını okuyoruz gazetelerden. Yandaşları düşük, en düşük KPSS puanlarıyla bile en etkili görevlere getirilirlerken, halkın çocukları en yüksek puanları almış olsalar da  mülâkatlarda eliyorlar.

Peşkeş çekilmedik Hazine malı, kamu işletmesi kalmadı! Koylar, kıyılar, akarsular, dağlar tepeler, ormanlar hep sermayenin çıkarına kullanılıyor, yakılıyor, yok ediliyorlar.

En saygın politikacılar, gazeteciler, aydınlar cezaevlerinde rehin tutuluyorlar. Sözüm ona savcıları, hakimleri ile gizli tanık ifadeleriyle düzmece yargılamalarıyla esir yaşamına mahkum edilmiş durumdalar. Onlar yine de bizim için direniyorlar.

Feryatlar yükseliyor Kur'an kurslarından. Masum yavrular tacize tecavüze uğruyorlar. Bunları yapan tarikatlar sayesinde iktidardalar.

Kadınlara düşmanlar! İktidarları boyunca gittikçe artan sayıda kadın şiddet görür oldu ve öldürülenlerinin sayısı çığ gibi artmaktadır.
Altı yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi ne anlama gelmektedir? Şer'en uygunmuş ve imam nikâhı kıyılmış...

Halkı suçlamayın dostlar! Onlar din ve milliyetçilik dogmalarına, önyargılara boğulmuşlardır. Eğitim pahalı hale getirilmiştir. Ancak çok parası olanlar göreceli olarak biraz daha iyi eğitim alabiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredatı izlenir tüm okullarda. Okullar öğretmensiz, öğretmenler işsiz ve okulsuz! İmamlar, müezzinler, diğer din görevlileri yuvalanmışlardır eğitim kurumlarına.

İktidarlarını devam ettirebilirler ise yaptıkları, yapacaklarının yanında devede kulak kalacaktır!

Tehlike çok büyük. Çözüm sizin oylarınızda.

Lâik demokratik düzenden yana kullanmalısınız ki Kur'an kurslarındaki çocuklarımızın çığlıkları dinsin.

Lâik demokratik düzen için oy kullanın ki işçiler, emekçiler, emekliler insan olmanın sevinç ve bilinciyle yaşayabilsinler.

Lâik demokratik düzen için oy kullanırsanız yaşam alanlarınızda özgür insanlar olarak yaşayabilirsiniz.

Lâik demokratik düzen için oy kullanmak, bireyim, özgürüm ve varım demektir.

Şimdi duygularla değil akılla davranma zamanıdır.

Oylarımızı bu bilinçli sorumlulukla kullanmalı Cumhurbaşkanlığı için Kemal Kılıçtaroğlu'na oy verilmelidir.

Parti için oy kullanırken de "milletvekili edecek" şekilde akıllı oy kullanmalıyız.

Ancak akıllı oylarımızla kurtulabiliriz bu korkunç gidişten.

Bu nedenlerle mutlaka oy kullanmalı ve lâik demokratik düzenin yolunu geri dönüşü olmayacak şekilde açmalısınız.