Muhalefetin tamamını 'LGBT’ci' ilan etmek, Kılıçdaroğlu’na  'yalancı çoban', 'hırsız', bunlar tefeci, bunlar esrar, eroin kaçakçısı” demek, seçmenini oy vermeye değil "sandıkları muhalefete mezar etmeye" çağırmak, kadınlara sürtük demek, yalan videoları mitinglerde izletmek… “ifşa” tweetleri/videoları/tapeleri yaymak; sahte afişler aracılığıyla PKK ile işbirliği yapmakla suçlamak… Miting alanlarını provokatörlerle doldurmak, sonra da provokatörleri FETÖ’cü ilan etmek…  Bunun adı bir seçim kampanyası değil. NEFRET KAMPANYASI. Nedeni ise KORKU!

Nefret söyleminin nedeni korku, sonucu ise nefret suçudur. Onların korkusuna bir şey yapamayız ama bize karşı duydukları bu nefreti durdurmanın tek yolu kaldı. O da SANDIK!  

Yıllar önce psikiyatr bir arkadaşım bana şunu söylemişti: İstediğin ve sevdiğin şeyleri yapıp/yaşayacağın konusunda net bir şey diyemem. Ama korktuğun şeyleri yaşama olasılığın %100’e yakın!

Korkuyorlar, korksunlar da zaten! Psikiyatr arkadaşımın söylediğinin halk dilindeki karşılığı onları bekliyor: Korkunun ecele faydası yok!
***
Hiçbir ankete güvenmediğim kadar güvendiğim bir şey var: O da AKP eliyle yapılan bu son dakika hamleleri. Tüm bunlar gösteriyor ki bu iş bitmiş. Tayyip Bey’in geçen seçimde söylediği gibi: Atı alan Üsküdar’ı geçmiş! Sayın Kılıçdaroğlu ülkemizin 13. Cumhurbaşkanı olmuş ve muhalefet partileri meclis çoğunluğunu ele geçirmiş! Ülkemize hayırlı olsun!
***
Yine de rehavet yok komşular, yoldaşlar, dostlar. Henüz ödevlerimiz bitmedi bu konuda. Siz bakmayın benim bu kadar erken ilan ettiğime. Benimkisi sadece iktidarın içinde bulunduğu ruh halini ve acziyeti yorumlamak sadece.

Ama kaybedenleri ilan etmeden önce, seçime saatler kala, elinize alın telefonları ve son bir hamle ile en azından sevdiklerinizi bu oyunun bir parçası olmaktan son dakikada da olsa kurtarın. Çünkü ilk tur hâlâ bıçak sırtı.

Oysa Oğan ve İnce olmasaydı, bu iş bu kadar kapalı makas gitmeyecekti! Hiçbir ideolojik gerekçeleri olmadan yola çıkıp bu seçimi ikinci tura bırakmak için çalıştılar. Hatta “muhalefetin yarım puan farkla seçimleri kazanması halinde Türkiye'nin kaosa gideceği” fikrinde ortaklaştılar iktidarın sözcüleri ile! Demokrasi havarisi ilan edildiler adeta yandaş medyanın kanallarında/gazetelerinde. Bu vebal bırakın onlarda kalsın!

An itibariyle İnce adaylıktan çekildi. Oğan ne yapar bilmiyorum. Ama süreçte her ikisi de üzerlerine düşen rolü güzelce oynadı. Seçmeni “Atatürk” üzerinden aylarca polarize etti. Kaldı ki İnce, çekilirken bile baraj altında kalacağı çok belli olan Memleket Partisi’ne oy istemeyi ve bu yolla bile seçmenini yine muhalefete karşı “doldurarak” çekilmeyi tercih etti. Vuruşarak çekildi yani! Neyse!

Bize, yani “iyi insan”lara düşen vicdanlı ve sağduyulu olmaktır. Ama bunu siz yapabilirsiniz. Siz, onlara kanmış yakınlarınızı, sevdiklerinizi bu işin bir parçası olmaktan kurtarmaya bakın önümüzdeki saatlerde! Makası açmak bu yazıyı okuyan herkesin elinde şimdi!  

Arada geçecek olan 2 hafta içinde ülke çok şey kaybedecek. 2015’te iki seçim arasında geçen gergin atmosfer ve akan kanı düşündükçe; İstanbul’da zorla yeniledikleri seçim sırasında sokakta yaşadıklarımı hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor. Bu ülkeye bu iki kötü deneyimi tekrar yaşatmaya hiç birimizin hakkı yok! Üstelik asrın felaketini henüz 3 ay önce yaşayıp, depremi ve orada sarılması gereken yaraları seçim nedeniyle hep birlikte ertelemişken; Adana, Adıyaman, Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep, Elazığ, Osmaniye, Maraş, Malatya, Diyarbakır, Kilis hâlâ kan ağlıyorken, bunu kaybettiğimiz on binlerce canın acısıyla kavrulan yurttaşlarımıza yaşatmaya hiç birimizin hakkı yok!
***
İlk “zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı; herhangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni” anlamında dilimizde. İlk aşk, ilkokul, ilkbahar, ilkyaz, ilk defa derken yepyeni bir kullanımla da girdi dilimize artık! İLK TUR.
Hadi son bir hamle ile İLK TUR’da bitirelim bu işi! Sevdiklerinizi olası bir vicdan azabından uzak tutmak üzere, “elim kırılsaydı” diye başlayan cümleler kurmalarını engellemek üzere son bir hamle yapmanızı istiyorum sizden!

1-2 demeyin, son dakikaları iyi değerlendirin.
1 Oy Kılıçdaroğlu’na; 1 Oy CHP’ye/İyi Parti’ye/Yeşil ve Sol Parti’ye/Türkiye İşçi Partisi’ne.
Bölgenizde çıkaracağınız en yüksek sayıda muhalif milletvekili sayısına ulaşmak ve Sayın Kılıçdaroğlu’nu Atatürk’ün ülkeyi yönettiği Çankaya Köşkü’ne göndermek sizin elinizde!

CHP’nin İzmir’in her iki bölgesinde de 7 olan milletvekili sayısını 8 yaparak Devrim Barış Çelik ve Hacer Foggo’yu TBMM’ye göndermek; İyi Parti’nin 1 olan milletvekili sayılarını 2’ye çıkarmak sizin elinizde!  AKP’nin 4’er milletvekilini 3’e düşürmek ve özellikle İzmir 1. Bölgede 4. Sırada yine sizin oylarınızla CHP Milletvekili olarak meclise gönderdiğiniz ama bu seçimde Saray’ın adayı olan Mehmet Ali Çelebi’yi milletvekili yapmamak ve MHP’ye “sıfır” çektirmek sizin elinizde!
Ha bir de geçmiş dönemlerde İzmir Milletvekili olarak Ankara’ya gönderdiğimiz Kemal Kılıçdaroğlu’nu,  kendi seçim bölgesinde, ülkedeki en yüksek oyu alarak 13. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü’ne göndermek İzmir’e yakışan bir gurur olmaz mı?