Anlaşılan, 6’lı Masa’nın yeniden toparlanmasının ve zaten yapılandırılmış olan yol haritasını uygulamaya koymasının yarattığı tedirginlik tahmin ettiğimizden daha büyük ölçekte Cumhur İttifakı’nda. Gündem moderasyonu muhalefetin elinde uzun bir süredir. Buna ek olarak da Millet İttifakı sıkı stratejiler üretiyor seçime dönük. İktidar ise ekonominin perişanlığına deprem beceriksizliğini de ekleyince iyice paniklemiş görünüyor.

Hiçbir anket Saray’ı mutlu etmiyor belli ki! Şimdilik hemen hepsinde Kemal Kılıçdaroğlu yüzde  55 görünürken, Erdoğan ise yüzde 45 bandında gidiyor. ORC’ye göre Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 56.8, ALF Araştırmaya göre yüzde 55.1, Aksoy Araştırma’ya göre yüzde 55.6 ve PİAR’a göre ise yüzde 57.1 oy alıyor. Ve bu makas açılacak. Ve bunun farkında Saray ve kadroları. Nasıl mı? Anlatayım ama önce son dönem hamlelerine bir bakalım Beştepe’nin.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan’a “cumhurbaşkanı yardımcılığı” formülü dâhil birçok seçenek tartışılıyor şu sıralar AKP’de ve Beştepe’de. Kendisi seçim kaybedeceği için CB Yardımcısı da olamayacak tabii ne Bahçeli ne Fidan! Milletvekili de olmadıkları için parlamento dışı kalacaklar üstelik! Hangi akla hizmet bu formül geliştirildi acaba?
Amaç, milliyetçi oyları konsilde etmek! Çünkü Millet İttifakı’nda ‘’alternatif’’ bir milliyetçi kanat olarak İYİ Parti, her zamankinden daha büyük tehdit iktidara karşı. Üstüne üstük,  HÜDAPAR ve Yeniden Refah Partisi (YRP) ile ittifakı genişletmeye hazırlanan AKP’nin başı HÜDAPAR ile dertte!

Diyanet’in hazırladığı “Dini-Sosyal Teşekküller, Geleneksel Dini-Kültürel Oluşumlar ve Yeni Dini Yönelişler” raporunda, “Gayri İslami, laik, Kemalist zulüm rejimine karşı mücadeleyi varlık nedeni olarak gördüğü” vurgulanan Hizbullah ve HÜDAPAR’ın “ümmetçi fikirlerinin olduğu, Kürtçe’nin resmi dil olmasını savunduğu, İslam’ın hâkim olmadığı tüm rejim ve yönetimleri gayri İslami kabul ettiği, yüze ulaşan sayıda dernekleri bulunduğu” açık açık yazıyor. “Kürdistan’ı tanıyoruz” ve ‘’Haçlıların ve Siyonizmin var ettiği en zararlı şeylerden bir tanesi de laikliktir” görüşleriyle tanınan derneğin devamı olan parti, AKP’nin kentli orta sınıf seçmeni üzerinde gerginlik yaratırken, ortağı olan MHP’nin ve BBP’nin de tüylerini diken diken etmişe benziyor. Sadece ortaklar değil, parti içinde özellikle Kürt milletvekilleri ile yandaş yazar/çizer tayfa ile kanaat önderleri bile buna akıl sır erdiremiyor. HÜDAPAR güzellemesi yapamadıkları için, Millet İttifakı’nın HDP ile ilişkilerine gönderme yapmayı tercih ediyor. Toptan bir şaşkınlık!

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimini kazanmak için ince hesaplar yapıyor Cumhur. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu “cumhurbaşkanı yardımcısı adaylığı” formülüyle seçim kampanyasına dahil edilmesinin yarattığı sinerji ve Meral Akşener’in daha sonra masaya dönmesinin, Kemal Kılıçdaroğlu’nu güçlendirdiği ve muhalif seçmeni de konsolide etme gerçeği Saray’ı endişelendiriyor.

Öte yandan, aralarında TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Binali Yıldırım, Hayati Yazıcı, Ali İhsan Yavuz, Hamza Dağ’ın da bulunduğu çok sayıda milletvekili ve parti yöneticisi üç dönem kuralına takılıyor. Bu isimlere ek olarak Fuat Oktay’ı da milletvekili adayı yapmak başka bir seçenekleri gibi görünüyor.

Mevcut kabinede bakanlık yapan Süleyman Soylu, Hulusi Akar gibi isimleri de hem dokunulmazlık kazanmaları hem de özellikle büyükşehirdeki seçmenine ‘’güçlü kadro’’ mesajı vermek niyetiyle milletvekili adayı yapacak gibi görünüyor. Hatta deprem illerinde aday gösterme ihtimalinden bile söz ediliyor. MV adayı olmaları neyse de deprem bölgelerinden aday yapmak bana kalırsa ‘’akıl tutulması’’ en hafif tabiriyle!

Ek olarak, AKP, parlamentoda daha fazla sandalye kazanmak için bazı illerde “ortak liste” çıkarmayı da gündeminde tutuyor ve MHP’yle bu yönde bir çalışma yapılabileceği de belirtiliyor. Gerek MHP, gerekse AKP ayrı listelerle seçime girilmesi halinde, muhalefetin kazanma olasılığının güçlü olduğunun farkında! Kendi yaptıkları seçim kanununun azizliğine uğrayacaklarının farkında hepsi yani. Özetle: Devran döndü!

AKP, MHP, BBP, Kabine, yandaşlar, çeteler, teorisyenler, yandaş kurumların yöneticileri, troller ve benzerleri… Hepsi panik halinde! Hepsi korku içinde. Halkın içine çıktıkça protesto sesleri yükseliyor, stadyumlarda binlerce insan ‘’istifa’’ diye slogan atıyor.

Bize düşen ise, AKP seçmeninin sinirlerini bozmak! Kavga etmeyeceğiz. Cevap vermeyeceğiz. Takip etmeyeceğiz. Güce ve yetkiye tapan çok geniş kalabalıklar var bu ülkede. Hatta sayıları milyonlarca! Bunlar, AKP’ye oy vermekten belki vazgeçmeyecek. Ama bu son suça ortak olmamak için en azından sandığa gitmeyecek. Sandığa gitmeyen her ‘’eski AKP’li’’ göreli olarak Sayın Kılıçdaroğlu’nun oy oranını 60’lara taşıyacak. Hayal değil. Umut değil.

Seçim meydanlarında şimdiye kadar söylediğimiz şarkılar artık gerçek oluyor. Ben bu satırları yazarken bile zihnimde o şarkılar yükseliyor:
Onur Akın o tok sesiyle bağırıyor adeta kafamın içinde: Korkuyorlar, korkacaklar, korksunlar!
Yazının başlığını lütfen bir daha okuyun şimdi!