Kaybedeni çok bir seçim daha geride kaldı. Az sayıda kazanan var. Mutlak kazanan ise Erdoğan! AKP değil, Erdoğan! ‘’Faiz sebeptir, enflasyon sonuç’’ diyenin ekonomist olmadığını -en azından iyi bir ekonomist olmadığını- söylemek bir yana; iyi bir sosyoloji ve reel politik okuması yaptığını teslim edelim. Merak etmeyin, bir Erdoğan güzellemesi yapmayacağım ama birçok nedenle ülkeyi en iyi kendisinin okuduğunu söyleyeyim şimdilik. Bu konunun nedenlerine sonraki yazılarda da sıkça değineceğim elbet. Bugün ise konsilidasyon konusundaki başarısını biraz anlatmaya çalışayım. Üstelik sadece kendi mahallesinde değil, bizim mahalleyi de nasıl güzel konsilide ettiğini anlamaya çalışalım. 

Birkaç gündür hep suçlu arama yarışında herkes. Sosyologlar, siyaset bilimciler, gazeteciler, araştırma şirketleri, akademisyenler, finansçılar türlü türlü analizler ‘’kas’’ıyor. İZBAN’da, Metro’da, pazarda, çarşıda, markette, berberde herkes kendince yine göçmenleri, Kürtleri, ilk kez oy kullananları, deprem mağdurlarını kolayca suçlayarak kenara çekilmeyi tercih ediyor. Bendeniz ise iğneyi kendime batıracağım bugün. 

Bugüne kadar, ODTÜ Yurtları, Çankaya İlçesi’ndeki Kavaklıdere ve Küçükesat Mahalleleri, Beşiktaş’taki Serencebey ve Türkali (Meşhur Bjk Çarşı) Mahalleleri ile Beyoğlu Cihangir Mahallesi’nde oy kullandım. İzmir’de Karşıyaka’da Tuna Mahallesi (Meşhur Ksk Çarşı) seçmeniyim. Bunların ortak özelliği, Kılıçdaroğlu’nun yüzde 80’den fazla oy alması! Sadece bu seçim değil, geriye dönük tüm referandum ve seçimler için de baktım şimdiki yaşadığım yere ve Ankara ve İstanbul’daki eski mahallelerime, aşağı yukarı aynı sonuçları görüyorum hamdolsun! 

Ama Erdoğan’ın en yüksek oy aldığı illerden Bayburt (82.5), Gümüşhane (78,5), Çankırı (76,8), Yozgat (76,4), Kahramanmaraş (75,8), Aksaray (75,4) ve Erzurum’u (73,6) daha önce hiç görmedim. Bırakın görmeyi, bu illerde doğup büyümüş neredeyse hiç arkadaşım olmadı. Coğrafyaları hakkında az çok bilgi sahibiyim ama dürüst olayım ki Bayburt’a komşu olan illeri bile sayamam! Ama oturup burada analizler ‘’kasma’’ nobranlığını rahatça yapabiliyorum. Neden? Çünkü, iktisat eğitimi aldım, sosyoloji okuyorum, yıllardır siyasal iletişim alanında çalıştım, aktivist dünyayı biliyorum vs vs! 

Çankırı'nın Yapraklı, Bolu'nun Dörtdivan, Sivas'ın Doğanşar ve Trabzon'un Hayrat İlçeleri’nde ortak özellik: Tayyip Bey’in yüzde 90’dan fazla oy almış olması. Bu ilçelerin adlarını genel kültür olarak bile yeni öğrenen bendeniz, sıcak ofisimde oturup haftada 1 bir köşe yazarak ülke siyasetini anladığımı düşündüm. Kocaman bir yalan! 

İzmir’e bakalım: Kılıçdaroğlu sadece 2 ilçede Erdoğan’dan az oy aldı. Kiraz ve Kemalpaşa. Peki, bu ilçelerin bendeki karşılığı nedir biliyor musunuz? Hayatımda sadece 1 kez gitmiş olmam! 

Bırakın bu ilçelerde seçime yönelik bir çalışma yapmayı, kendi ilçemdeki mahallemde de doğru düzgün ve sonuç alıcı bir iş yapmadım! Üstelik, zorlu bir ikinci tur olacağı en başından belliyken, bana ihtiyaç duyacak seçim bölgelerine gitmek yerine kendi konfor alanımda kalmayı tercih ettim. Seçim sonuçlarını bile Karşıyaka’nın çeper mahallelerinde izlemek yerine, Karşıyaka’nın göbeğindeki Ankara İlkokulu’nda bulunmayı tercih ettim!  

Hadi Kiraz’ı Kemalpaşa’yı bilmiyorum. Kendi mahallemi tanıdım mı yeterince? İzmir’e taşındığımdan beri aynı evde oturuyorum. Sandığa gitmemenin önemi üzerine oturup yazı yazmak yerine, hangi komşumun neden sandığa gitmediğini anlamak daha iyi sonuç vermez miydi? Yaşlı, engelli, öğrenci, taşınmış, yazlıkta vs vs gibi nedenlerle 2 tur arasında düşen katılımı engellemek için bir çözüm olmaz mıydı? Yapmadım bunu. Oturup Habetürk’te Nagehan Alçı’nın ne dediği ile ilgilendim. Muharrem İnce’nin aday olmaması gerektiğini yazdım. Oğan’a karşı uzun uzun cümleler kurdum. Soylu’nun ayrıştırıcı lafları bile daha çok ilgimi çekti her seferinde hakarete uğramış olsam da! 

Gelelim yazının başında bahsettiğim Erdoğan’ın konsilidasyon başarısına. Erdoğan kendi mahallesini değil; bizim mahalleyi, kendi sokağına sıkıştıracak kadar konsilide etmeyi başarmıştır. Bizi kendi yankı odalarımıza kilitleyerek gerçek bir başarı sağlamıştır. Ne karşı tarafın ne dediğini anladık ne de kendi söylediklerimizi arka mahalleye anlattık! 

İşte bu sistemin en büyük etkisi bu ‘’yabacılaştırıcı’’ etkidir. Yüzde 50 denen şey 2 mahalle yaratmıştır. Ve bu iki mahalle dev yalıtım duvarları ile ayrılmıştır. 

Özeleşti iyidir. Korkmayın! Haftaya devam edeceğiz.