Çeşme’ye taşınmadan önce İzmir’de yaşarken yani, kaçırdığım tek 1 Mayıs kutlaması bile olmadı.

Tam kutlama saati gazeteden çıkar, Cumhuriyet Meydanından kortejlerin arasına karışır Gündoğdu Meydanına kadar yürür, bir iki slogana eşlik eder, içimi döker gazeteye ve çalışmaya geri dönerdim.

Ne dayak yedim, ne karmaşanın ortasında kaldım.
Bu yıl da İzmir’de sadece bayram kutlamak istedi diye ne kimse ne polis şiddetine maruz kaldı, ne göz altına alındı, ne de tüm yollar kapatıldığı için insanlar hastaneye, işine gücüne erişim engeli yedi!
***
Alınan güvenlik önlemleri sıkıydı ama akıl mantık dışı yasaklar yoktu.
Şarkılar, türkülerle, halaylarla 1 mayıs Emek ve Dayanışma Günün yine bayram gibi bayramdı.
- Türk-İş; Alsancak Limanı
- DİSK; Lozan ve Montrö kapısı
- STK, dernek ve platformlar Konak, Cumhuriyet Meydanı yönünden Gündoğdu Meydanına giriş yaptılar.

Ana muhalefetin başkenti İzmir’de yine tek olay çıkmadı, işçi bayramı kutluydu, şendi.
***

Peki ya İstanbul…
“Taksim korkusu” akıl dışı önlemler alınmasına ve tam 400 kişinin göz altına alındığı polis şiddetine neden oldu.
Peki bir vatandaş olarak soruyorum; tüm bunlara yine ne gerek vardı?
Türkiye’de artık tıpkı para gibi korku da el değiştirdi.
Kentin yarısı barikatlarla çevrildi.

Polis, insanları, gözaltılar, ‘biber gazı ve plastik mermi sıkarız ha?’ gözdağıyla ‘kutlamadan uzak tuttu.
1977’nin kanlı 1 Mayıs’ından sonra Taksim Meydanı zaten tüm iktidarlar için bir kabus…
Ama şimdi bu kabusun üzerine bir de Gezi Parkı korkusu eklendi.
Artık korkulan sadece meydanın taşıdığı sembolik anlam değil yani…
Bu yüzden İzmir’de binlerce insan halay çekerken, şarkılar söylerken İstanbul yine savaş alanına döndü.
İzmir’de polis kutlamaları güvenli şekilde sürdürmek için vardı, İstanbul’da ise yüzlerce insanı göz altına almaya bahane bulmak için…
Bu yüzden İzmir Emniyet Müdürlüğünü tüm kalbimle tebrik ediyorum.
***

1 Mayıs emeğin bayramıdır.
Yasaklarla, şiddetle, korkuyla değil; dayanışmayla coşkuyla kutlanacak bir bayram…
İzmir bunu gösterdi.
İstanbul’da ise iktidar Taksim’den ‘delicesine’ korkmaya devam ediyor.
Asıl korkulan, halkın bir arada olduğunda ne kadar güçlü olabileceğini hatırlatması…
“Bayramınız kutlu olsun diyenlere, bayramı yasaklayanlar utansın!”