Siyaset; her şeyden önce bireye ve topluma güven veren, umut aşılayan, gelecek vaat eden, verilen sözlerin geçerliliğini koruyan, iç tutarlılığı, doğruluğu ve ilkelere bağlılığı önceleyen demokratik eylem ve yapılanma olmak gerekir.

Bu arada; “vefa duygusu” siyasetin en önemli güven unsurudur.

Ayrıca; siyasetin istikrar ve güven çizgisinde sürdürülebilirliği, Liderlerinden yönetim kademelerine, sade üyelerinden destekçilerine kadar her kademede verilen sözlerin tutulmasına bağlıdır.

Bu bağlamda; siyasetin iç bütünlüğünün korunması, toplumsal örgütlenme gücü; güven, tutarlılık, vefa ve umutla doğru orantılıdır.

Siyasetle ilgili bu girişi neden yaptığım sorusu akla gelebilir.

İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Zekeriya Mutlu; seçimlerde CHP’den İzmir Milletvekili olmak için adaylık başvurusu yaptı.

Mutlu; bu başvuruyu büyük olasılıkla CHP Yönetiminin özendirmesi ve belki de daveti üzerine yaptı.

Mutlu; Milletvekili adaylığı için Esnaf ve Sanatkârlar Odası ile başkanı olduğu diğer odalardan yasa gereği istifa etti.

Ancak ne var ki; beklentisinin aksine aday gösterilmedi.

Gelinen bu noktada Zekeriya Mutlu; Milletvekili Adaylığı gerekçesiyle başkanlık görevlerinden istifa etmesinden sonra da esnaf ve sanatkârlarla olan samimi ve güvene dayalı bağını aynen koruyor.

Zekeriya Mutlu; siyasetin labirentlerindeki hesaplara, samimiyetsizliklere “kurban” edilmemeli, aday olacağı oda seçimlerinde desteksiz bırakılmamalı.

Böylece; siyasetin vefasızlık, samimiyetsizlik, güvensizlik ve öngörülmezlik olmadığı kanıtlanmalıdır.

Esnaf camiası Zekeriya Mutlu’ya yapılan bu vefasızlığı, camianın tümüne yapılmış vefasızlık olarak görüyor.

MUTLU; ESNAFIN ETKİLİ, ÖNCÜ FİGÜRÜ

Zekeriya Mutlu; Ahî Evran kültürünün ve ticaret ahlakının günümüzdeki en etkin temsilcisidir.

İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odası; 129 odası, 120 bini aktif 350 bin üyesiyle ve aileleriyle birlikte milyonları temsil eden İzmir’in en etkili sivil toplum kuruluşlarının başında geliyor.

Zekeriya Mutlu da, esnaf ve sanatkâr camiasında ciddi karşılığı olan ve devletine, ulusuna muhabbetle bağlı, her zaman sağduyuyu, ortak aklı önceleyen esnafın etkili, öncü figürüdür.

Zekeriya Mutlu; esnaf ve sanatkârın içinde bulunduğu zorlukları ve var olma mücadelesinde gelinen aşamayı “Kırmızı alarm veriyorum. Bıçak kemiğe dayandı, esnaf zorda, dayanacak gücü kalmadı” sözleriyle dile getiriyor.

Kaldı ki; bu sözleri söyleyen Zekeriya Mutlu; iyimser, sorunları büyütmeyen, dayanışmayı önceleyen, problem değil, çözüm odaklı bir kişiliğe sahiptir.

Demek ki gerçekten bıçak kemiğe dayanmış.

Bu arada; Zekeriya Mutlu, esnafın isyanını her ortamda cesaretle dile getirirken devletin yanında durmuş, birlik-beraberlik içinde çözümü ve dayanışmayı öncelemiştir.

Mutlu; uygulanan ekonomi politikasının esnafın sırtına bindirdiği yükü, kapanan kepenklerin, iflasların toplumun orta direği, demokrasinin sigortası esnafı “yok olma” noktasına taşıdığını her zeminde en açık bir ifadeyle dillendirmiştir.

Öte yandan; esnafın sesine, feryadına, çığlığına kulak verme zamanının geçmekte olduğunu da vurgulayan Zekeriya Mutlu; sadece problemleri dile getirmiyor, aynı zamanda da çözüm önerilerini beraberinde sunuyor.

Sonuç olarak: Demokrasinin sigortası ve orta direğin anlamlı temsilcisi olan esnafın gür sesi Zekeriya Mutlu’ya vefa gösterelim.