Bu iş öyle ‘iklim krizi’ vs gibi küresel sorunlarla açıklanacak bir durum değil, bildiğin ihmal, önlem almama, doğayı, ormanları yok sayma vurdum duymazlığından kaynaklı büyük bir kıyıma dönüştü.

Genci, yaşlısı, işsizi, yoksulu, fakir fukarasıyla halkın önemsiz ve değersiz görüldüğü bir ülkenin ormanları mı değerli olacak, korunacak, yaşatılmaya mı çalışılacak?.. Geçiniz!..

‘kötü kalpli, art niyetli yandaş vb’ ithamlarla söndürülmesi için gerekli ekipman, insan gücü ve uçak olmadığı yolunda. Türk Hava Kurumu’nun köküne kibrit suyu döktüler, ihale ile dışarıdan kiralama yoluna gittiler; neden, güzel bir rant kapısı daha açıldı da ondan…Sonra ne oldu, her geçen yıl orman yangınları arttı; yanan yerler bir daha yandı; öyle ki artık neredeyse yanacak yer kalmadı. Birkaç sene içinde orman yangını diye bir sorunumuz kalmayacak; çünkü orman kalmayacak da ondan.

Hadi sabotajları ayrı tutalım, bizim keyifçi mangalcıların, izmaritini araçtan dışarı fırlatıp atanların, anız yakan şapşalların hiç mi suçu yok? Bunlara ne kadar caydırıcı ceza veriliyor; o ayrı bir sorun!..

Bir başka sorun elbette adında ‘orman’ olan bakanlığın yangınla mücadeleyi mesaiye bağlaması, tek adamın ‘itfaiyecilik büyükşehirlerin işidir’ diyerek orman yangınlarında topu ve sorumluluğu üzerinden atmasına ne diyeceğiz?

Sanki orman yangınlarıyla mücadele etmek belediyelerin işiymiş, yangınları muhalefet partisi çıkartıyormuş gibi bir absürd söylem geliştirip; sorumluluğu üzerinden atıveriyor.

Orman köylüsü bırakmamışsın; uçakları hurdaya atmışsın, personelin yok, sistemin zaten yok ve ülke cayır cayır yanıyor; üç otuz paraya özelleştirdiğin elektrik dağıtım şirketleri sadece fatura tahsil edip tek bir yatırım yapmıyor ve yangınlara neden olabiliyor; tek adam çıkmış onu bunu suçluyor!..

İçimiz yanıyor, ormanlarımız ağacı ve içindeki tüm canlılarla yanıyor, fedakar insanlar canlarını veriyor; ülke çorak bir toprak parçasına dönüşüyor; birisi ‘dua istiyor’… Kafa bu!...

Sonuç olarak her geçen yıl artan orman yangınlarıyla yakında yanacak/yakılacak ormanımız kalmayacak. Adında ‘orman’ olan bir bakanlığa da gerek olmayacak. Artık bu iktidar değiştiğinde ülkenin yeniden yeşermesi, ağaçlandırılması gibi bir sorumluluk da önem kazanıyor.