Türkiye bölücü terörle mücadelesini büyük bir sabır ve kararlılıkla sürdürerek terörü sonlandırdı.
Bu mutlu sona ulaşmada şehit ve gazilerimiz ile devletimizin gücü ve yurttaşlarımızın desteği birinci derecede etkili ve belirleyici oldu.
Devletimize, şehit ve gazilerimize, vatanımızın bir çakıltaşı için canını esirgemeyen milletimize minnet ve şükran borçluyuz. ’’TERÖRSÜZ TÜRKİYE’’ noktasında esasen terör sıfırlanmıştı.
Şimdi, yeni bir ‘’FAZ’’ a geçme zamanı geldi.
Bu zaman; insanımızın gerçek gündemini önceleme zamanıdır. Yapay gündemlerden uzaklaşma zamanıdır.
İnsanımızın gerçek gündemi; işsizlik, yoksulluk, pahalılık, barınma ve gıdaya erişimde yaşadığı zorluklardır.
Bunun yanında; farklılıkların özgürce yaşanacağı, düşünce ve ifade özgürlüğünün, yargı bağımsızlığının, fırsat eşitliğinin hayat bulacağı demokratik siyasal iklime olan ihtiyaç da, gerçek gündemi oluşturmalıdır.
Bu arada; siyaset, seçmeni yönetmek yerine, seçmeni yurttaş olarak benimseyip problemlerine çözüm üretmek olmalıdır.
Halkı önceleyen hak temelli bir siyaset anlayışı; hak ve hukuk temelli bir düzenin de güvencesidir.
Muhalefetin önceliği ne olmalı?
Halkın önceliği; huzur ve refah içinde özgürce bir yaşamdır.
Halkımız; hayatın çözülecek bir problem değil yaşanacak bir gerçek olduğunu biliyor.
Unutmayalım ki; halkı ortak bir gelecek üzerinde buluşturmada asıl görev, ülkeyi yönetme konumunda ve sorumluluğunda olan iktidara düşmektedir.
Bu bağlamda; yoksulun sırtından doyan adaletsiz bir düzen yerine, kaynakların ve değerlerin hakça paylaşıldığı ‘’ADİL BİR DÜZEN ARAYIŞI’’ da siyasetin gerçek gündemini oluşturmaktadır.
Bu değerlendirme aynı zamanda muhalefete de sorumluluk yüklemektedir.
Bu bağlamda; toplum, muhalefetin özellikle yeni bir hikâye yazmasını, umudu örgütlenmesini, güven vermesini, demokrasiyi soluklandıracak, refahı yaygınlaştıracak, samimi, ikna edici bir ‘’Reçete”yi gündeme taşımasını bekliyor.
Ayrıca; toplum olarak öncelikli gündemimiz düşünce ve ifade özgürlüğü, nitelikli demokrasi, girişim özgürlüğü, örgütlü ve güçlü sivil toplum, kamusal ve kurumsal şeffaflıktır.
SONUÇ OLARAK: Adil, öngörülebilir, güvenilir, kapsayıcı, eşitlikçi, eşitlikçi ve liyakati önceleyen KAMU YÖNETİMİ; toplumun beklentisidir.