Dünyanın en baskıcı rejiminin hüküm sürdüğü Kuzey Kore’de 5 yılda bir seçim yapılıyor biliyor musunuz? Hani bizdeki tek adam ‘sandık kuruluyor’ deyip Türkiye’de demokrasi olduğunu iddia ediyor ya, o hesap!.. Tabii demokrasi filan yok, seçim göstermelik!..Babadan oğula geçen başkanlık yani diktatörlük sistemi, kendi kontrolünde bir Parlamento… Ama ele güne karşı sanki halkın iradesi sandığa yansıyormuş gibi yapmanın yolunu bulmuş, faşist diktatör Başkan!..

Baskı, tehdit, sindirme, ölüm korkusu ile ‘terbiye edilmiş’ zavallı bir halk, fikir ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere tüm özgürlüklerin yok edildiği bir devlet yapılanması. Seçimin göstermelik yapıldığı, sandıkların ‘kurulup kaldırıldığı’  vatandaşlara ‘ceza uygulaması’ olduğu için katılımın yüzde 99.97 olduğu bir ucube sistem!.. Dünya için tehdit, vatandaşları için karabasan olan bir rejim…

14 Mayıs seçimlerinde ‘nelerin döndüğü’ her geçen gün belgelerle önümüze düşerken ve 28 Mayıs’a bir lağım çukurundaymış gibi hissetmemize neden olan pislik propaganda yöntemleriyle yol alırken aklıma nedense işte bu Kuzey Kore rejimi  geldi.. Var mı bir benzerlik bilmem ama özellikle son 10 yıldır bu ülkede seçimlerin nasıl manipüle edildiğini, oyların ve oranların alt üst edildiğini ne yazık ki ortaya saçılan belgelerden artık biliyoruz. 

Pazar günü yapılacak referandum çok önemli. Sinan Oğan’ın, Kılıçdaroğlu’na oy vermeyecek İYİ  Partililer için aday çıkartıldığını sanırım artık herkes anlamıştır. Niyetinin MHP genel başkanlığı olduğu çok açık; ama Bahçeli’nin rakiplerini nasıl ‘hallettiğini’ yıllar içinde yaşadık, gördük; artık Oğan’a nasip olur mu göreceğiz!..

Ümit Özdağ’ın desteği HDP cenahında doğal olarak rahatsızlık yarattı. Büyük bir oy desteği ile gelen HDP, oy oranı bile bilinmeyen Özdağ için feda edilebilir mi; çok riskli bir karar. Belediyelere kayyuma destek  vb. iddialar yalanlandı, böyle bir anlaşma yok ama rahatsızlık var. Şu bir gerçek Kılıçdaroğu 28 Mayıs’ı HDP seçmeni olmadan alamaz. Umuyorum, HDP daha önce de açıkladığı gibi önceliğine tek adam rejimine son vermeyi koyar ve tabanını sandığa götürür. Öte yandan, mültecilerle ilgili söylemin de toplumda fazlasıyla karşılığı var. Kılıçdaroğlu eğer tüm bu dinamikleri firesiz arkasına alırsa pazar günü seçimi de alır.  

Son anda bir sapma olmazsa,  iktidar ortağı partilerin dışındaki tüm muhalefet Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleme noktasında. Bu, ülke tarihinin gördüğü en geniş muhalefet ittifakı. Bu bileşenler normalde referandumu kazanmaya fazlasıyla yetecek seçmen desteğine sahip, yeter ki yine sandık oyunlarına kurban gitmeyelim!..