İYİ Parti; seçime doğru Türkiye’de ağırlık merkezi, ülkemizin de “BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ” İYİ Parti; aynı zamanda da toplum kesimlerini en geniş çerçevede kapsayan ve demokrasinin “ortak gücü” olarak değerlendirilen ALTILI MASA’nın da “kilit” partisidir.

Bu arada; siyasi konjonktürün hem etkileyici, hem de belirleyici en önemli aktörü İYİ Parti’dir.

İYİ Parti’nin içinde olmadığı, “düzenleyici” rol oynamadığı, ittifak ya da siyasi kompozisyonun seçim kazanamayacağı değerlendiriliyor.

Araştırmacı, siyasi analist Bekir Ağırdır; AK Parti ve MHP’nin merkezinde olduğu Cumhur İttifakı’nın en yüksek oy oranının yüzde 40-42 bandında olduğunu, bunun yüzde 50-51 bandına çıkmasının pek mümkün görülmediğini anlatıyor.

Aynı şekilde, seçimlerde “stratejik” oy kullanan HDP’nin de Cumhur İttifakı’nı desteklemesi olası gözükmüyor.

Öte yandan; tüm göstergeler ALTILI MASA’NIN Cumhurbaşkanlığı seçiminde “TEK ADAY”la yarışacağını gösteriyor.

Böylece; İYİ Parti’nin hem seçimlerin, hem de ALTILI MASA’nın “belirleyici” faktörü olduğu anlaşılıyor.

Ayrıca; kamuoyu araştırmalarının “ortak payda”sı, İYİ Parti’nin yüzde 17-18 oy bandına yerleşerek 3’üncü büyük parti konumuna geldiğine, aynı zamanda da “siyasi ağırlığı”nın “oy gücü”nden daha fazla olduğuna işaret ediyor.

AKŞENER ALTILI MASA’NIN GÜVENCESİ

İYİ Parti’yi “merkez”de konumlandırarak “güç merkezi” haline getiren Akşener, aynı zamanda ALTILI MASA’nın da temel dinamiği ve güvencesidir. 

Genel Başkan Akşener’in dürüst, açık sözlü, şeffaf, cesur, kararlı, risk almaktan çekinmeyen kişiliği, her türlü engeli aşarak kuruluşunu gerçekleştirdiği “merkez”e taşıdığı İYİ Parti’yi iktidar seçeneği yapmıştır.

Türk siyasal yaşamında doğrultu bütünlüğüne sahip lider konumunu tüm dalgalanmalara karşın pekiştirerek sürdüren İYİ Parti Genel Başkanı Akşener; ALTILI MASA’nın da “yapıştırıcı, toparlayıcı” unsurudur.

Bu arada; Akşener, ALTILI MASA’nın oluşum aşamasında çeşitli çevrelerce Cumhurbaşkanlığı için aday olacağının dillendirilmesi üzerine, “Cumhurbaşkanlığına aday olmayacağım, Başbakan olacağım.” diyordu. Akşener, bugün de, “Cumhurbaşkanlığı adaylığı benim için kapanmış bir konu. Hızla güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz. Başbakanlık makamı orada duruyor.” diyor. 

Dünden bugüne Akşener’in adaylık konusunda, çizgisinde bir kırıklık olmaması; güvenilir kişiliğinin bir göstergesidir.

Akşener’in ilkeli duruşunun ve güçlü kişiliğinin bir başka göstergesi de, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ALTILI MASA’yı bırak yerli ve milli yapılanmada bizim yanımızda yerini al” davetine olumsuz yanıt vermesidir.

Akşener; Bahçeli’nin “evine dön” çağrısına, makam arabasında evine giderken “Evime dönüyorum”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yerli ve milli” yapıya davetine de “Benim kumar masasında yerim olmaz.”şeklinde cevap verdi.

Akşener’in bu duruşu, kararlı tutumu ALTILI MASA’nın devamı için de bir güvencedir. 

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener; çok hızlı refleksleri olan çok önemli bir siyasi aktör, bugünün siyasetinde ve ülkenin geleceğinde de öne çıkan politik figür.

Akşener; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun, kendisine hapis cezası ve siyaset yasağı verilmesi üzerine İstanbul’luları saat 16.00’da Saraçhane’ye davetini Ankara’da öğrenir öğrenmez, İmamoğlu’nu arayarak “Yola çıktım, geliyorum. Saraçhanede görüşürüz” dedi.

Bu hızlı refleks, her siyasetçide rastlanabilir bir güçlü kişilik özelliği değildir.

Akşener; özel eşyalarını bile almadan doğruca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne İmamoğlu’nun yanına giderek güçlü bir destek verdi.

Ertesi gün de, ALTILI MASA, topluca, Kılıçdaroğlu’nun da Almanya seyahatini yarıda keserek özel bir uçakla İstanbul’a gelmesiyle Saraçhanede toplandı.

ALTILI MASA’yı oluşturan liderler, büyük bir kalabalığın toplandığı Büyükşehir Belediyesi’nin önündeki Saraçhane Meydanı’nda birer konuşma yaparak İmamoğlu’na çok güçlü destek verdiler.

Akşener de yaptığı konuşmada özetle şöyle dedi:

KAHROLSUN İSTİBDAT, YAŞASIN HÜRRİYET.

Bu şarkı burada bitmeyecek.

Dünün korkakları nasıl kaçarak gittilerse, bugünün korkakları da kaçarak gidecekler.

85 milyon İmamoğlu’nun yanında.

Hiçbir haksızlık sonsuza kadar gitmez. Geldikleri gibi gidecekler.

Zulüm sizinse, sandık bizimdir. 

Saray sizinse Saraçhane bizimdir.

Öte yandan; Akşener, “Kul kurar, kader gülermiş…” sözüyle de İmamoğlu’nun yolunun açık, geleceğinin de parlak olduğunu anlattı. 

Sonuç olarak: 2023 seçimlerinde oluşması beklenen istikrar tablosu; Türkiye’nin önünü açacak, sürdürülebilir ekonomik iyileşmeye ve halkın refahtan alacağı payın artmasına neden olacaktır.