AKP İktidarı verdiği sözleri tutmadı da ne oldu? Bir yılda 319 bin konut yapacağız vaadi vererek 25 bin konut yaptılar. Peki ne kadar tepki oldu? Yoksa tepki oldu da kamuoyuna mı yansımadı.

Yandaş medyaya bakarsanız deprem bölgesinde herkes “şükür” diyor. Bu nasıl şükür? Enkaz altında ailesini kaybetmiş depremzedeler, hala enkaz altında yakını olduğunu söyleyenler, bir yıldır başını doğru dürüst bir çatı altına sokamayanlar şükür derken, iyi ki ölmedim mi demek istiyor? Yüreklerdeki acılar kendisine uzatılan mikrofona şükür demekle hafiflemez bile. Bir de ömür boyu eşinden çocuğundan yoksun yaşamanın ıstırabını hangi sözler anlatabilir ki?

319 Bin konutu 2023 yılında teslim etmek kaydıyla 650 bin konut yapacaklarını söyleyen Erdoğan, bir yılda 25 bin konut teslim ettiğini unuttu. Şimdi de 2024 yılında 200 bin konut yapıp acil ihtiyaçları karşılayacağız dedi. Kısaca bir yılda 319 bin konut sözü iki yılda 225 bin konuta indirilmiş oldu.

Bu söylem yeni değil. Tüm bakanlar, merkez bankası başkanları aynı üslubu kullanıyor.  Enflasyonu şöyle indireceğiz diyorlar, bir yıl sonra yeniden enflasyonu şöyle indireceğiz diye konuşuyorlar. Şu kadar toplu konut yapıp vereceğiz diyorlar, aradan yıllar geçiyor, yine aynı söylem. Yandaş medya da üretilen mükemmel evlerin üçünde, önünde vatandaş değdiği kişilerle konuşup Erdoğan’a minnet ve şükran sözcüklerini ayıklayıp bize yansıtıyor.

22 yıldır parlatılan bir iktidar, bundan memnun olmayan halkını kamplaştırmaya çabaladı. Gençleri yaşlılara, eğitim eksikliği olanları okuyanlara düşman etmeye çalıştı. Teröristi gizli tanık yapıp genel kurmay başkanı ve üst düzey generalleri terörist sınıfına soktu, hapse tıktı. Yine de böl, parçala, yönet stratejisinde kalıcı başarı sağlayamadı.

Eldeki gücün muhalif siyasetçilere, basın mensuplarına, öğretim üyelerine, hukukçulara, yargı mensuplarına, öğrencilere baskı unsuru olarak kullanılması yetmedi. Şimdi sıra halk kesimine geldi hem de kendi seçmenlerinin de içinde bulunduğu yerel seçim kitlelerin geldi.

3 Şubat’ta AA’nın verdiği haberde, Antakya’da belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısında Erdoğan şöyle dedi: “Bir gerçeği şu anda söylüyorum; merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, Hatay mahzun kaldı.”

Daha önce Hatay’a 3 gün yardım gitmediğini söyleyenler, enkaz altında insanların ölüme terk edilmiş durumda olduğunu söylüyordu. Şimdi birisi kalkıp dese ki, yerel yönetim iktidar partisinden olmadığı için yardım üç günden sonra gönderildi, insanlar soğukta enkaz altında diri diri öldüler dese ve kaynak olarak yapılan konuşmayı gösterse, buna nasıl yanıt verilir?

İktidar olmak için kendisinden yana olmayanları düşman ilan edersen, onlara devlet sorumluluğu gereği el uzatmazsan ve sonra da “benden yana değilsin, bu sana müstahak” gibi sözlerle aşağılarsan sevgi yerine ektiğin nefret tohumu, gün gelir bumerang gibi sana döner.
Azınlık bir kesimin çoğunluğu tehdit etmesi sadece çoğunluğun dayanışmasını artırır. Bu dayanışma kendine seçimde bir yansıma bulur mu acaba? Göreceğiz…