İktidarı kaybetmeye hızla giden siyasi iktidar, ‘bu sonucu pekiştirecek, muhalefetle arasındaki oy farkını üçe beşe katlayacak ne yapmalı’ diye sorsanız, ‘tam da bunu yapmalıydı’ diyebiliriz!.. İstanbul seçimlerini iptal etmekle nasıl büyük bir stratejik hata yaptıklarını hala anlamamış olmalılar ki, İmamoğlu’nun üzerine ikinci kez yürüyerek bir belediye başkanından ‘halk kahramanı’ çıkarmayı başardılar…

Hırsı aklını fersah fersah aşan kibir timsali iktidar, intikam duygusuna teslim olunca, böyle akıl dışı kararlar alabiliyor, yargıyı da buna alet edebiliyor. Demokrasi kavramını sadece sandığa indirgeyen ama sandığa da hiç saygısı olmadığını göstermeye doyamayan iktidar, ne halkın iradesini önemsiyor ne seçim sonuçlarını kaale alıyor.

İmamoğlu’na yapılanın siyasi sonuçları hiç de iktidarın beklediği olmayacak. Bu hukuksuzluk, iktidar ortağı iki parti dışındaki tüm muhalif unsurları kenetleyecek. Kararsız dediğimiz seçmen bile bu hukuksuzluk karşısında iktidar karşıtı tercih edip, ‘kararlı’ hale gelecektir.

Kim ne derse desin, halk vicdan ve feraset sahibidir, mağduru korur kollar!.. Erdoğan’ı iktidara taşıyan da bu duygu değil midir?..

Ortada bir ‘ahmak’ lafıdır gidiyor, kim kime demiş; Soylu, İmamoğlu’na demiş o da lafı kendisine iade etmiş. Ama bir zorlama ile bu lafın YSK ya söylendiği iddiasıyla mahkemeler kurulmuş. Olmayan bir suçtan, sanki yargı, adalet varmış gibi kararlar verilip cezalar kesilmiş.

Sonuç, iktidar kanadı da dahil her kesimden büyük tepki geliyor, AKP, kendi kazdığı kuyuya düşüyor. Bu kararla Erdoğan, siyasi hayatının sonuna kendi eliyle son çiviyi çaktı!.. Ahmaklığın daha ötesi olabilir mi?

Bir ahmak lafından yola çıkıp, ahmaklığın tarihini yazanlar bir de ‘Bu iş CHP’nin işine yarayacak, kurgulayan da zaten CHP’ demiyor mu, artık bunlara ahmak yakıştırması çok az kalır!..

Bu karar, İmamoğlu’nun adaylığını güçlendirir mi, önünü keser mi; soru bu!... Bugün anket yapılsa ki başlanmıştır, yapılıyordur; İmamoğlu açık ara seçimi kazanacak isim olarak çıkacaktır. Bu, Kılıçdaroğlu’nun adaylık ihtimalini zora sokar.

İmamoğlu’nun aday gösterilmesini sağlayıp, tam seçim yaklaşırken, son anda mahkeme kararını infaz ederek muhalefeti adaysız bırakmak gibi bir planın içindeler mi; bu da mümkün!.. Şimdilik komplo teorisi gibi değerlendirilen ama olması halinde ülkeyi kaosa götürecek bir gelişmeden medet umabilirler mi?.. Umarız gözü bu kadar dönmemiştir!..

Bu gelişmeyle ülke gündemine İmamoğlu oturdu, ama muhalefete de önemli bir misyon yükledi. Bu kenetlenmeyi pekiştirmek, kimseyi, dışlamadan güçleri birleştirip seçimi kazanmaya odaklanmak. Çünkü artık iyice gördük ki, aklı firarda bir yönetimin, yargıyı ablukaya alan bir siyasi yapının, sandığın, seçim kazanmanın hiçbir değeri, önemi olmayan bir sistemde yaşıyoruz.