Türkçesi “Küçük Arı Kovanı” demektir. Küba’nın başkenti Havana’da bir tiyatro. 2010 Yılında bir haftalığına Türkiye’ye de gelmişlerdi. İstanbul, Eskişehir ve Ankara’da Çocuk Hakları Sözleşmesi’nden uyarladıkları oyunlarını sahnelemişlerdi. İzmir’e getirilmeleri ve oyunlarını sahnelemeleri için girişimlerde bulunmuştum. Ama nafile!

14 Şubat 1990’da Carlos Alberto Cremata tarafından kurulmuş. İnanılmaz bir tiyatro! Neden bir benzeri İzmir’de olmasın ki?

Carlos Alberto Cremata, Cuba TV’de çocuklar için program yapan tiyatro yönetmenidir. Üç ve yedi yaş arası çocukların TV programını izlemiş. İşte o anda çocuklarla birlikte tiyatro yapmaya karar vermiş Carlos Alberto.

Düşüncesini yaşama Karl Marks Tiyatrosunda geçirmiş. Beş bin kişi önünde Kübalı büyük şair ve ulusal kahramanı José Marti’nin hayat hikâyesini sahnelemişler.

Oyuncuları, içe kapanık, çekingen çocuklar! Yetenekli çocuklar tiyatroya başvururlarsa sanat okullarına yönlendiriliyorlar. 20 çocuk için düşündükleri tiyatro seksen çocuğa ulaşmış. Bu zorunlu olarak Doğu Havana’da yeni bir sahne açılmasını gerektirmiş. Öylesine büyük başarı elde edilmiş ki tüm ülkede yeni yeni sahneler açılmış.

Sadece Küba’da mı? İspanya, Panama, Meksika, Kolombiya, Venezüella’da da kuruluyor.

ABD ambargoya rağmen bu tiyatroyu tüm ABD' de özel turne için ağırlamıştır.

Çocuk oyuncuların alkış tufanlarından ve tanınır olmaktan gururlanarak farklılaşması önleniyor. Böyle bir durumla karşılaşılırsa çocuk oyuncu hemen tatile gönderiliyor! Bir oyunda başrol oyuncusu olabilir, alkıştan tiyatroyu inletebilirsiniz. Ancak, gelecek oyunda bir figüransınızdır. Oyunculuktan başka görevleriniz de olabilir tiyatronuzda elbette.

Tiyatroyu ayakta tutan çocuklar elbette sadece kadroda olanlar değil. Kübalı çocuklardan da zaman zaman yardımlar isteniyor. Oyun için şiirler isteniyor örneğin...

Çocuk oyuncular rollerini evde anne babalarına, kardeşlerine öğretiyorlar, oynatıyorlar. Böylece kendileri de daha iyi oyuncu olabiliyorlar.

İşin ilginci bu çocuklar ileride tiyatrocu olmayabiliyorlar. Bu tiyatroda yaşamı, insanları, dünyayı tanıyor ve öğreniyorlar.

Yaşamın merkezinde değiller. Onlardan başka kişiler de var. Üretilen güzelliklerde o kadar çok insanın emeği var ki...

Kendilerini, çok iyi iş yaptılar diye abartmıyorlar. O kendisi sadece bir oyuncu. Oysa oyunun yazarı var, sahneye koyanı, müziklerin bestecisi ve icracıları, ışıkçısı, bilet gişesi görevlisi, tuvaletleri temizleyenler...

Güzelliklerimizi toplumsal organizasyonlarımızla üretiyoruz. Bizden başka daha çok insanın da emeği var...

İBB Başkanı eski bir tiyatrocu ve sanatla ilgili, biliyorum.

Küba Büyükelçiliği aracılığıyla La Colmenita ile ilişkiye girse, İzmir’e böyle bir eğitim yuvası kazandırsa, örnek olsa...

Yoksa İzmir için çok şey mi istiyorum?