Yine Aliağa yine çevreyle ilgili yıkım!

Aliağa’ da HABAŞ Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.Ş. tarafından "Cüruf Depolama ve Geri Kazanım Tesisi”  yapılmak istenmektedir.

Aliağa’daki ekolojik yıkımı artıracak bu yatırım için 08.10.2021 cuma günü, Yukarı Şehit Kemal Mahallesi, Göktepe Caddesi No:1 adresindeki Yukarı Şehit Kemal Köy Odası’nda (Muhtarlık Binası) saat:13:30'da Halkın Katılımı Toplantısı yapılacaktır.

Halkın Katılımı Toplantısı, proje hakkında halkı bilgilendirmek, projeye ilişkin görüş ve önerilerini almak üzere yapılan toplantıdır.

Böyle toplantıları çok gördük!

Halktan önce salona yatırımcı şirketin adamları doldurulurlar. Halkın girmesi olası bile değildir! Haydi girebilenler oldu diyelim, ses çıkarabilirlerse, itirazlarını tutanağa işletebilirlerse, bu itirazlarının dikkate alınacağını sanmayınız.

Toplantı sonrası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda ilgili Genel Müdürün odasında baş başa bir toplantı yapılır. Halkın yatırıma itiraz ettiği konular ele alınır. Yatırımcı şirket de bunların hepsine uyacağına dair yeni bir ÇED Raporu ile taahhütlerde bulunur. Şirket adamadığı önlem bırakmaz! Nasıl olsa denetlenmeyecektir; bundan çok emindirler. İktidarı onlar oluşturmuşlardır çünkü.

Ola ki halk kalktı Aliağa’dan Ankara’ya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndaki ilgili Genel Müdürlüğe gitti derdini anlatmaya, itirazlarını sözlü dile getirmeye. Haydi içeri de girebildi temsilcileri. İnanın sayın Genel Müdür onları büyük bir ilgi ve nezaketle karşılayacaktır kapısının önünde. İçeriye giremez, odasında görüşemezsiniz. ÇED Yönetmeliği gereği, şirket yetkilileri ile Bakanlık görevlileri o odada görüşmektedirler; bu toplantıya halkın katılımı yasal değildir, mevzuat patronlarla Bakanlık görevlilerine izin vermiştir.

Ama sayın Genel Müdür “Siz bana güvenin...” der. Oysa çağcıl devletlerde kişilere değil yasalara güvenilir...

Bunları çok yaşadık ve gördük. Bu toplantılar formalite olmaktan öteye gitmezler. Mümkün değildir başka türlüsü. Uluslararası anlaşmalarla “...halkın katılmadığı bir yatırım yapılamaz...” hükmünün uygulandığı bir tek yer gösteremezsiniz. Ülkeniz uluslararası sermayeye çöplük olmağa, onların yapmadıkları yatırımları yapmağa mahkûm edilmiştir. Çok enerji ve su tüketen, tehlikeli atıkları olan, katma değeri önemsiz miktarlarda olan yatırımlara muhtaç hâle getirilmiştir ülkeniz. Demir çelik tesisleri, gemi sökümleri, çimento, madencilik, dericilik, tekstil gibi benzer yatırımların alanıdır ülkeniz. Bu ülke ekolojik sömürgenlerle iş birliği yapanların cennetidir.

Bu nedenlerle toplantı yerine gidip toplantının yapılmasının engellenmesi doğrudur. Ülkemizin ekolojik emperyalizmin saldırısından korunmasının bir yolu da budur. Artık savaşlar ekolojik alanda verilmektedir. Türkiye’nin uluslararası sermayenin çöplüğü, hammadde deposu, nükleer atıklarını tıkıştırdığı bir ülke olmadığını haykırma zamanıdır.

Sorun sadece Aliağa ile sınırlı değildir. Tüm ülkemizin sorunudur.

Haydi görev başına!