Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Nükleer Düzenleme Kurumu Başkanı Sabri Hızarcı, Gaziemir’in Dimdik Duran Adam’ı Belediye Başkanımız Halil Arda’ ya yanıt vermiş: “...Aslan Avcı Döküm Sanayi ve Ticaret AŞ’ye ait İzmir ili, Gaziemir ilçesi, Emrez Mahallesi'nde bulunan fabrika sahasının çevresel iyileştirme faaliyetleri kapsamında ilgili kurumlarla çalışmalar yürütülmektedir. Konuya ilişkin gelişmelerin ilgili kurumlarca bildirileceği değerlendirilmektedir.”

Biz herhangi bir iyileştirme çalışması göremedik. Hangi iyileştirme çalışmaları yapılmıştır ve hangi kurum kuruluşlarla yapılmıştır? Kendisinden istenen bilgileri de “...ilgili kurumlarca bildirileceği...”ni değerlendirmektedir bu beyefendimiz. Neden kendisi değil de bilmediğimiz, adını vermediği ilgili kurumlarca bilgilendirileceğiz? Nükleer Düzenleme Kurumu Başkanı Sabri Hızarcı ilgili ve yetkili kurumun Başkanı olarak böyle bir yanıtı neden verememektedir?

Dik Duran Adam Gaziemir Belediye Başkanımız Sayın Halil Arda, sadece Gaziemir ve İzmir için değil tüm Türkiye için büyük bir mücadele vermektedir. Kendisini yalnız bırakmamalıyız. Onun sorularını biz de haykırmalıyız: “...Yıllar önce kestikleri 5 milyon 200 bin lira civarındaki cezayı tahsil ettiler mi, etmediler mi?.. Bu atıklar nereden getirildi?”

Gelin Sayın Başkanımızın sorularını çoğaltarak kendisine destek olalım:

Nükleer enerji santralinde kullanılan Eu 152 ve 154 çubukları hangi ülkeden getirildiler? Nereden sokuldular ülkemize? Bu işi kimler yaptılar? Kimler politikacı kimlikleriyle destek verdiler? Gaziemir gibi Türkiye’mizde kullanılan başkaca nükleer atık çöplüğü var mıdır? Bu radyoaktif atıklar bilindiği halde neden yedi yıl boyunca saklandı? Bu gizlemeye neden gerek duyuldu? Kimler korunmak istendi ve korundular?...

Sorularımızı çoğaltmalıyız! Bizim oylarımızla seçilerek Anayasa’ya bağlılık yemini ederek milletvekili olanlar ve bizim vergilerimizle maaşlarını ödediğimiz kamu görevlileri neden bu konuda suskunlar? Kimden korkuyorlar neden korkuyorlar? Hangi güçlülerden niçin çekiniyorlar? Nükleer enerji santrali atığı radyoaktif çubukları ülkeye sokanlar yoksa onlardan güçlüler ve daha mı egemenler?

Evet, omuz omuza olmamız gereken günleri yaşıyoruz. Şimdi Belediye Başkanımız Halil Arda ile omuz omuza olma günlerindeyiz. EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu), İYA (İzmir Yaşam Alanları), HDK (Halkların Demokratik Kongresi Ekoloji Meclisi) ve elbette bu mücadelenin olmazsa olmazları TMMOB (Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği), TO (Tabip Odası) ve İzmir Barosu, bu konuda mutlaka birlikte hareket etmelidirler. Çeşme Yarımadası mücadelesinde olduğu gibi miting ve toplantılar, paneller düzenlenmelidir. Ülkemizin ekolojisi, halkımızın sağlığı dünyanın ve özellikle Avrupa’nın nükleer atıklar dahil her türlü tehlikeli atıklarıyla yok edilmektedir.

Ülkenin en büyük kentlerinden olan İzmir’in ortasına nükleer atıkların gömülmesine bu kadar sessiz kalınması oldukça üzüntü verici ve düşündürücüdür.

Haydi hep birlikte haykırmaya! Türkiye Dünyanın ve Avrupa’nın tehlikeli atık ve çöp döküm alanı değildir!