Yıl 1985. Refah Partisi İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Bayram değil, seyran değil!  Boksu bırakan Cemal Kamacı ile Yugoslav Petkoviç boks maçı yaptı. Gecenin onur konuğu Gülbeddin Hikmetyar'dı.  Soner Yalçın’ın araştırmasına ve Yılmaz Özdil’in de yansıtmasına göre, o meşhur fotoğraf o gece çekildi: Gülbeddin Hikmetyar sandalyede oturuyor ve dizinin dibinde iki kişi yerde sandalyenin dibinde oturuyor, birisi Recep Tayyip Erdoğan.

Yılmaz Özdil’in ifadesi ile “Gülbeddin Hikmetyar, CIA tarafından eğitilip donatılarak, Afganistan'da Sovyetlere karşı kullanılan” bir kişi. Hikmetyar’ın CIA ile ilişkisi 1973’lere kadar iniyor.

Erdoğan’ın da Milli Türk Talebe Birliği çalışmaları 1970’lerde başladı. Milli Selamet Partisi gençlik kolları başkanlığı yaptı. Parti kapatılınca kurulan Refah Partisi’nde yine gençlik kollarında çalıştı, sonra İl Başkanı oldu.

1985’te Gülbeddin Hikmetyar’ın dizinin dibinde otururken çekilen fotoğrafı ile siyasi yükselişe geçti.

1986 milletvekili ara seçimlerinde İstanbul 6. bölgede milletvekili adayı oldu. Seçilemedi.

1989 yerel seçimlerinde Beyoğlu Belediye Başkanı adayı oldu. Seçilemedi.

1991 genel seçimlerinde, İstanbul 6. bölge milletvekili adayı oldu. Refah Partisi 5. sırada kaldı ve Erdoğan seçildi. Ancak tercihli oy sisteminde tercih edilmediğinden milletvekilliği 2. sıradaki adaya geçti.

Şans kendisine 1994 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinden güldü. Siyasetin ve popüler yaşamın ağır topları kafa kafaya çarpışınca aradan sıyrıldı.  Anavatan Partisi’nden İlhan Kesici, Sosyal Demokrat Halkçı Parti’den Zülfü Livaneli, Doğru Yol Partisi’nden Bedrettin Dalan, Demokratik Sol Parti’den Necdet Özkan, Cumhuriyet Halk Partisi’nden Ertuğrul Günay yarıştı. Recep Tayyip Erdoğan yüzde 25.19 oyla seçimi aldı.  Oysa bir önceki seçimde Sosyal Demokrat Halkçı Parti, Nurettin Sözen ile yüzde 35.95 oy almıştı, bu kez yüzde 15 oy kaybetti ve yaklaşık yüzde 20’lerde kaldı.

Bu mizansende Recep Tayyip Erdoğan ilk kez halk oylamasında seçim kazanmış oldu.

1997’de Siirt’te Mehmet Akif’in satırları değiştirilmiş şiirini okuması, arkasından hapis cezası, AKP’nin kuruluşu, kendisinin olmadığı bir seçim atmosferinden AKP’nin seçimi kazanması, iktidar olması. Derken Jet Fadıl’ın Siirt seçiminin iptali ile Türkiye’ye getirilen Fadıl Akgündüz’ün tutuklanarak Meclis’te yemin etmesinin engellenmesi. Deniz Baykal’ın desteği sonucunda değişen yasa ile aday olmasına olanak tanınarak Siirt’te yenilenen seçimde milletvekili olması ve doğrudan Başbakan koltuğunu Abdullah Gül’den devralması…

Bu arada, aralardaki boşluklarda Kıbrıs Şehitlerindeki tavukçu Eşkin ile beş kez Amerika’ya gitmesi, ayrıca büyükelçi ile de Amerika’ya gittiği iddia edilen bir “sade” vatandaş… Neden gitti, orada ne oldu? Sonra yattığı yerden siyasette bir numara oluyor.

Amerika, Hikmetyar'ın silahlı mücahitlerini Sovyetlere karşı verdikleri silahlı mücadeleden ötürü, Beyaz Saray'ın bahçesinde “özgürlük savaşçıları” diye ağırladı.

Birisine de Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanı unvanını verdi. Ortada diğer eş başkan yoktu ama ‘yürü ya kulum’ dedikleri ile Arap baharında orta Doğuyu karıştırdılar.  ‘Ben en büyüğüm, en kuvvetliyim’ diye Suriye’ye giren geri geldi, Kuzey Irak unutuldu, Libya senaryosu sessizliğe büründü, Afganistan’da Kabil Havaalanı bizim derken elde var sıfır oldu. Yine de “Taliban yöneticilerinin yaptığı itidalli ve ılımlı açıklamaları bizler de memnuniyetle karşılıyoruz” deyip işin içinden çıkmaya çalıştılar.

Oysa Taliban’ın kendi anladıkları İslami düzeni kuracaklarını bilmiyorlar mı? Yandaş medya çarpışan otomobillerde eğlenen savaşçıları sevimli göstermeye çalışakoysun, infazları görmezden gelsin…

Recep Tayyip Erdoğan’ın 1970’lerde kurduğu veya kurdurulan hayalleri sona ermek üzere.  Sadece bir seçim ötede.