Tam da tüm yaşamdan söz ediyoruz ekolojistler olarak! Öyle kurt, kuş, börtü, böcek kadar basite indirgemeyin söylediklerimizi, yazdıklarımızı. Kurt, kuş, börtü, böcek yaşamları, varlıkları basit demiyorum elbette; hani onları bile basite indirgeyip mücadelemizi küçümsüyorsunuz. Oysa söz ettiğimiz tüm yaşamdır; sizin yaşamlarınız da elbette buna dahildir. Doğal ve toplumsal yaşamın bir bütün olduğu bilinç ve sorumluluğuyla mücadele ediyoruz. Yazılarımız bu mücadelemizin sadece küçücük bir parçasını oluşturuyor.

Yaşam bir bütündür diyoruz. Bir konudan söz ediyor, yazıyorsak bu bütün yaşamı da kapsamaktadır. Yaşamın bütününden söz ettiğimizde de en küçük varlıktan da söz etmekte, onun varlığı ve varlığını, yaşamını sürdürmesiyle de ilgiliyiz demektir.

İzmir, Güzelbahçe’deki go-kart pistinin yaratacağı ekolojik ve çevresel sorunlardan söz ediyorsak örneğin, sizin ekonomik ve toplumsal durumunuzu da etkileyecek siyasal bir tutum ve anlayıştan da söz ediyoruzdur. Bu anlayış, yaşamı yok eden, sermaye merkezli ve amaçlı bir siyasal tutum ve anlayıştır. Buna karşı mücadele ederken sizin de yaşam haklarınızı, toplumsal haklarınızı koruyoruz demektir.

Altın madenciliğine ve bu tür vahşi madenciliğe karşı mücadele ederken, barıştan yana, ülkenin refah düzeyinden yana mücadele veriyoruz demektir.

BM verileri bu tür vahşi, sömürge tipi madencilik yapılan ülkelerde iç savaş olasılığının diğer sömürgeci ülkelere göre kırk kat daha fazla olduğunu belgelemektedir. Yine aynı kaynak, bir ülkenin GSMH’sında madencilik geliri ne kadar yüksekse o ülkede insani kalkınmışlık endeksi o kadar düşüktür. Yani o ülke sağlık, konut, eğitim konularında bütçesinden o kadar az pay ayırmakta ve ülke insanlarını bu haklarından yoksun bırakmaktadır.

Dereler özgür aksın derken; sular borulanmasın, bidonlanmasın, ticarileştirilmesin derken sağlıklı suya erişme haklarımızı ve dolaysıyla sağlıklarınızı da savunuyoruz. Kurt, kuş, börtü, böcekle bitkiler de o sulardan yararlansın, yaşam devam etsin ve insan türü de o yaşam zincirinde varlığını sürdürebilsin diyedir mücadelemiz.

Mücadelemiz, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini de kapsar! Küreyi esir almış şirketlerin sermaye egemenliğine, onların reçete uygulayıcısı işbirlikçileri egemen sınıf hükümetlerine karşı bu kutsal mücadele mutlaka kazanılmalıdır. Yoksa ülkemiz tam anlamıyla sömürge ve de emek tam anlamıyla köle olacaktır.

Ekolojik mücadele tüm yaşamımızı etkileyen bir mücadeledir. Ekoloji örgütlerinde, ekolojik toplum amaçlı yola çıkmak üzere örgütlenmeliyiz. Verilen ekolojik mücadeleleri desteklemeliyiz. Gül Der’in go-kart pistine karşı verdiği mücadeleyi nöbet yerlerini ziyaret ederek bu işe başlamalıyız derhal!