Deprem bölgesinde çadır dağıtımı tamamlanmadan, konut inşaatına girişiliyor. İktidar, konut yapılacak yerlerde gerekli zemin etütlerini, binaların tipini, katını filan kimseyle paylaşmadan ihalelerini yaptı. Paylaşmadı dedik ama, yaptı mı, o da bilinmiyor.

İnşaat mühendisliği konusunda deneyimli, yetkin mühendisler Erdoğan’ın söylediği şu kadar konutun bir yılda yapılabilmesi için nelerin gerektiğini sürekli tartışıyorlar, hesaplarını paylaşıyorlar. Erdoğan’ın yapılacak dediği konut sayısı 458 bin. Bir yılda yaparız diyenler ne kadar beton ne kadar demir gideceğini hesapladı mı acaba? Bu malzemeler eksiksiz olarak ve aksamadan yollanmak durumunda. Önce betonda kullanılacak çakılın alınacağı taşocağı bulunacak, çakıl testleri yapılacak, beton karışımları yapılacak, bu arada şantiyelerin kuruluşları gerçekleştirilecek. Projeler gelince makineli toprak veya kaya kazım, kırım işleri yapılacak ve temeller atılacak.

Hani Anadolu’da bir söz vardır; “Ya dayak yemedin ya da sayı saymasını bilmiyorsun”  Erdoğan’a bu projenin bir yılda yapılamayacağını söylediler mi, onu bilemem. Ancak Erdoğan’ın bana bir yıl gerek dediği zaman, bir sonraki seçime kadar 5 yıl kazanmayı hedeflediğini herkes bilmeli.

İzmir’de Tunç Soyer, Büyükşehir Belediyesi olarak, İzmir Stratejik Deprem Planı çalışmasını başlatmıştı. Ekrem İmamoğlu da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin deprem seferberlik planını kamuoyuna açıkladı. 

İmamoğlu’nun toplantı ile planı açıklayacağı haberi bir gün önceden verildi. Aynı gün Çevre ve Şehircilik Bakanı deprem riskli yapıların bir kısmını kentin dışına taşıyacağını açıkladı. Sözü edilen rakam 1 buçuk milyon bağımsız bölümü kapsıyor. Yani yaklaşık 6 milyon kişi bu taşınmadan etkilenecek. 

Kulağa hoş geliyor. Bakan İstanbul’un iki yakasında iki rezerv alanımız var diyor. Nerede? Karadeniz sahil kıyısına doğru olduğu söyleniyor.  

Demek ki, o bölgelerdeki tüm ormanlık alanlar orman dışı ilan edilerek, betonlarla doldurulacak. Muhtemelen “Kanal İstanbul” alanına da biraz konut yaparlar.

İmamoğlu ile yarışmak için Bakan Kurum’un bir gecede yaptırdığı proje böyle olur.  Yer belli değil, hangi ilçelerden kaç bağımsız bölüm nereye, nasıl yerleştirilecek, insanlar bu süre içinde ne yapacaklar, evleri ellerinden bedavaya mı alınacak?  Alınan evler daha sonra yeşil alan yapılacak diyerek alınacak ama, bir kısmı kimlere nasıl aktarılacak? Cevabı belli olmayan sorular. 

İstanbullu bu planı yer mi?  Diyeceksiniz ki, pilav olsa yer ama, bu proje ile uzatılan havucu yer mi yemez mi, seçim sandığında belli olur.

Erdoğan, seçim 14 Mayıs’ta olacak gibi bir şeyleri çağrıştırdı. Fakat Devlet Bahçeli’yi depremin üçüncü haftasında bölgeye götürmekle hata yaptı. Zaten Erdoğan olmasaydı Bahçeli’nin gitmesi de zordu. Bahçeli yalnız gezerken, ki yanında içişleri bakanı ve yerel milletvekili vardı, sabrı taştı depremzedeleri kovaladı. Aynı hızla Fenerbahçe ve Beşiktaş futbol takımlarının seyircisinin “hükümet istifa” sloganına da tepki gösterdi. Fenerbahçe deplasmana giderken seyircisinin götüremiyor. Beşiktaş’a da misafir takım izleyicisi yasaklandı.

Derler ya, yandı gülüm keten helva. Futbol kulüplerinin bir kısmında yönetimde yandaşları var, oysa büyük takımların, Ege’deki takımların seyircisi bağımsız hareket eder. Şimdi maçlarda tepki devam ederse ne olacak? Kaldı ki futbol seyircisi de seçmen değil mi? 

Deprem sonrası yandaşlara konut inşaatı dağıtırken, hiç yoktan İstanbul’da 1 buçuk milyon bağımsız bölüm taşınması sözünü vermişken, futbol seyircisi ve sosyal medyasıyla uğraşmak kolay değil…