CHP’nin “İKİNCİ YÜZYIL VİZYON BELGESİ”; “Kurumları, kuralları güçlü, zenginleşen, rekabetçi, adil paylaşımcı Türkiye” ufkunu çiziyor; odağına “ALTILI MASA”yı yerleştiriyor ve adı konmamış “seçim beyannamesi” ile Hükümet programından oluşan iki “taşıyıcı” sütun üzerine oturuyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu vizyonu 70 kişiden oluşan ve 7 gün 24 saat kesintisiz çalışan, üreten “Şampiyonlar Ligi” yle hayata geçireceğini vurguluyor.

CHP’nin iki bölümden oluşan “İKİNCİ YÜZYIL VİZYON BELGESİ” akademik sunum ve siyasi vaat özelliği taşıyor.

Siyasi bölümde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, durum tespiti ve geleceğe dönük çözüm içerikli sunum yaptılar.

Akademik bölümde ise Merkez Bankası Eski Başekonomisti Prof.Dr.Hakan Kara, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Refet Gürkaynak, CHICAGO Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Ufuk Akciğit, Türk ekonomisinin enflasyon, büyüme, yoksulluk, dolarizasyon ve bozulan rekabet ortamına ilişkin durum tespiti yaptılar ve ekonomik problemlerin çözümü bağlamında öneriler sundular.

Dünyanın önde gelen iktisatçılarından Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı ve NOBEL Ödülü alacağı konusunda kamuoyunda “ön kabul” oluşan Prof.Dr.Daron Acemoğlu, küresel bazda ve ülkemizdeki ekonomik gelişmelere, oluşan küresel ve bölgesel problemlere çözüm üretilmesine ilişkin ilgiyle izlenen bir sunum gerçekleştirdi.

Bu arada; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Başdanışmanı” olarak takdim ettiği, daha önce de Almanya Başbakanı Angele Merkel ile Çin Devlet Başkanı’na danışmanlık yapan ve akademik kimlik taşımayan JEREMY RİFKİN, yaptığı sunumda Kılıçdaroğlu’na danışmanlık yapmaktan “heyecan” duyduğunu vurgulayarak yeşil çevre, mevsim değişikliği ve “Endüstri 4-0” konularına ilişkin gelişmelere “uyum” sağlama üzerinde durdu.

FAKİRDEN ALIP ZENGİNE VEREN ADALETSİZ DÜZENE SON

  • CHP’nin “İKİNCİ YÜZYIL VİZYON BELGESİ”, kurgulanışı, sunum yapan akademik ve siyasi kadronun “elit” niteliğiyle siyasi propagandanın yerine bilimi ve teknolojiyi koyuyor.
  • CHP’nin vizyon belgesi adı konmamış seçim beyannamesi ve Hükümet programı olmak üzere iki sütun üzerine oturuyor.
  • İKİNCİ YÜZYIL ÇAĞRISI; fakirden alıp zengine veren adaletsiz düzenin sona erdirileceğinin altını çiziyor.
  • CHP’nin vizyon belgesinde AK Parti’nin yeni ekonomi modeliyle büyümenin durduğu, yatırımların ve iş gücünün payının azaldığı kayda geçiriliyor ve büyümenin kalitesiz, verimliliğe, üretime, istihdama ve ihracata dayanmadığı, sanayi ve tarımın durdurduğu, finans sermayesinin büyüdüğü anlatılıyor.
  • CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, açılış ve kapanış konuşmalarında “iktidar dili” kullanmaya özen gösterdi, CHP’nin “İKİNCİ YÜZYIL VİZYON BELGESİ”nin bir “KADRO HAREKETİ” olduğu görüntüsünü verdi.
  • Kılıçdaroğlu İKİNCİ YÜZYIL’A ÇAĞRI BELGESİ’ni “ALTILI MASA”yla birlikte değerlendiriyor ve “ALTILI MASA siyasi, ahlaki ve vicdani birlikteliktir, kalbi Türkiye için çarpan altı vatansever Liderin bir araya geldiği masadır.” tanımlamasını yapıyor.
  • CHP Sözcüsü Öztrak da, sunumunda, “bize kral değil, kural lazım” vurgusuyla “TEK ADAM YÖNETİMİ”ne karşı antitez olarak demokrasiyi temel alıyor.
  • “İKİNCİ YÜZYIL VİZYONU” çağrısı, bir anlamda, fiili olarak seçim kampanyasının da başlangıcı oluyor.
  • CHP’nin fiili seçim kampanyasının sloganı da, “BİZ BÜTÜN FARKLILIĞIMIZLA YENİDEN BİZ OLACAĞIZ VE CUMHURİYETİMİZİ DEMOKRASİYLE TAÇLANDIRACAĞIZ” sözcükleriyle oluşuyor.

İKİNCİ YÜZYIL VİZYON BELGESİ;

SEÇİM KAZANMAYA YETER Mİ?

Türkiye “koşar adım” seçime gidiyor.

CHP de ana muhalefet partisi olarak iktidara en yakın aday partidir.

Seçim sürecinin kendine özgü dinamikleri vardır.

En öncelikli konu; seçmene güven vermek ve sorunları çözeceği konusunda ikna etmektir.

CHP’nin ve ‘ALTILI MASA’nın “bundan sonra hiçbir şey eksisi gibi olmayacak” söylemi, tek başına seçmeni “ikna” etmeye yetmez.

Seçmenin oy verme alışkanlığını değiştirmek, “oy”unu almak için hem aklına, hem de duygularına seslenerek, duygusal bağ kurmak gerekmektedir.

Bunun yolu da; kavramların, sloganların, söylemlerin içini doldurmaktan geçer.

Örneğin; “Türkiye’nin Birleştirici Gücü CHP’nin, Şampiyonlar Ligi” sloganı yeterli değildir, bu sloganın içini doldurarak ete-kemiğe büründürülmesine ihtiyaç var.

Özetle; seçmen, siyasi partilerden neyi nasıl, hangi araçları kullanarak yapacağını duyup etkilenmeyi bekler.

Siyasal iletişimde “duygusal etkileşim” özel bir öneme sahiptir.

Türk siyasetinde çoğu kez duygu, aklın önüne geçiyor.

Örneğin; CHP’nin “hak temelli kalkınmayla hep birlikte zenginleşeceğiz… Kral gidecek, güçlü kural gelecek” söylemi; CHP’yi “çekim merkezi” yapmaz.

Ayrıca; “demokrasisi, kurumları güçlü, adil paylaşımcı bir Türkiye’yi inşa edeceğiz, önce halkı soluklandıracağız, refahla birlikte ferahlamayı da getireceğiz” söylemi, kulağa hoş geliyor, ete-kemiğe büründürülmezse; hoş bir sada bırakmaktan öteye geçilemez.

Öte yandan; CHP’nin “İKİNCİ YÜZYIL VİZYON BELGESİ” bir yol haritası özelliği taşıyor.

Sonuç olarak: Nereye gideceğini bilmeyen kaptana hiçbir rüzgâr yardım edemez.