ABD Başkanlarından Franklin Roosevelt, “Siyasette hiçbir şey tesadüf değildir. Bir şey gerçekleşiyorsa, o şeyin önceden planlandığından emin olabilirsiniz.” demiş. Yaşattıklarının, bilerek ve planlayarak uyguladıkları politikalarının sonuçları olduğunu biliyoruz.

Özel güvenlikçilere uzun namlulu silah kullanma yetkisi verildi. Şimdilik pompalı tüfekle yapıyorlar saldırılarını. Haber, “Çine'de madene karşı direnen köylülere silahlı saldırı: Aydın'ın Çine ilçesindeki madene karşı gelen Topçam köylüsü Coşkun ailesine ateş açıldı. 4 el ateş açılan aileden ölen ya da yaralanan olmadı...” şeklinde yazıldı.

Daha öncesinde ekolojist Büyüknohutçu çiftinin, yine aynı şekilde evlerinin yakınlarındaki taşocağına karşı verdikleri mücadele nedeniyle öldürüldüklerini biliyoruz. “Finike ilçesi Gökçeyaka Mahallesi Kızılcık Yaylası Adala mevkiinde bir dağ evinde yaşayan Ali Ulvi Büyüknohutçu ve eşi Aysin Büyüknohutçu, 9 Mayıs 2017 tarihinde evlerinde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi.” diye yazıldı bu haber de.

Hopa’da bu işi resmi üniformalı polisler yaptılar ve emekli öğretmen Metin Lokumcu’yu gaz fişeğiyle öldürdüler.

Bergama’daki altın madencileri saldırısını da unutmuş değiliz. FETÖ’cü Akın İpek saldırtıyor, FETÖ’cü hakimler bu davaya bakıyorlar...

Ülkemiz sömürgeleştiriliyor! Yaşam bütünüyle yok ediliyor. Yaşam haklarımız yok sayılıyor.

Yaşatılanlar rastlantısal değildir! F. Roosevelt de böyle söylüyor. Ekolojik alanda yaşattıklarını ekonomik alanda da yaşatıyorlar. Dolar başını almış gidiyor değildir. Tepe taklak yuvarlanan ve değersizleştirilen Türk Lirasıdır. Bilerek, planlanarak, isteyerek yapılıyor bunlar. Ülke sömürgeleştirilecek ve emek köleleştirilecektir. Emeğin ücreti, ülkemizde de dünya emek piyasasındaki 100 USD. düzeyine getirilmeye çalışılıyor.

Amaçları Anadolu topraklarındaki tüm ekolojik değerleri ekonomik değerlerine çevirmektir. 12 Martları, 12 Eylülleri bunun için yaptılar. Bunun için ANAP ile sonrası hükümetlerin ve son yirmi yıldır da AKP iktidarını sağladılar. Dış güçler aranacaksa işte tam da buradalar!

Her şeyi planlı ve sistemli uyguluyorlar. Emeği sömür, doğayı yağmala, kadına şiddeti sağla, eğitimi Orta Çağ zihniyeti ve verileriyle yap...

Sadece ekonomik çöküşte yoğunlaşmamak gerek! Ekonomik, ekolojik, eğitim, kadın hakları, insan hakları gibi konulardaki çöküşlerin hepsinin birden aynı siyasal anlayışın amaçlarını gerçekleştirmek için uygulanmakta olduğunu bilerek tavır belirlemeliyiz.

Şeriat emirleriyle hareket ettiklerini açık açık söylüyorlar! Türkiye’yi sömürülen, çağ dışı İslam dünyasına itiyorlar. Dijital Devrim Çağı’nda yoğun bir şekilde şeriat eğitimi dayatılıyor! Bu ülkenin geleceğinin yok edilmesi demektir.

Safları sıklaştırma zamanıdır. Lâik, demokratik, emekten, ekolojiden, insan haklarından, kadın haklarından, çocuk haklarından yana siyasal ortak payda sağlanmalıdır.

Peki bu HDP, sol ve sosyalist partiler olmadan olabilir mi başarılabilir mi?

Seçim matematiği ve aklınız ne diyor?