AKP her seçim sırasında bir sonraki seçim taktiklerini tartışmaya sunuyor. Ancak siyasetçiler günlük yaşıyor sanki bu ülkede.

Özellikle muhalefet görevini üstlenen partiler Erdoğan için yapılan planlamanın uzun dönemli bir tasarım olduğunun farkında değil. Bunları söyleyenlerin sözleri dikkate alınmayabilir ama en azında bir seçenek olarak “karşı hamleler” de uzun dönemli yapılmak zorunda.
Erdoğan iki seçim döneminde milletvekili seçildi. İlk seçimi AKP kazanmıştı. Yenilenen Siirt seçiminde ilk kez milletvekili oldu ve hemen başbakanlık koltuğuna oturdu. İki dönem bitince, bu onun son seçimi diye sevinenlerin sevinci kursağında kaldı. Anayasa değiştirildi, bu kez Cumhurbaşkanı oldu, yine en tepeye oturdu hem de artırılmış “tek adam” yetkileriyle. Seçim kurulu, yargıtay, danıştay, anayasa mahkemesi seçimleri sürerken, kimse üçüncü kez cumhurbaşkanlığı seçilmesinin üzerine gidemedi. İlk seçim “sayılmaz” diye bir “inanç” mı, “ikna edilmişlik” mi vardı yoksa başka bir şey mi, orası şimdilik saklı, ama üçüncü kez seçilerek cumhurbaşkanı oldu. 2023’teki adaylığı konusunda zaten 2018’de seçim sonrası gereken mesajları AKP yöneticileri vermişti.

Yerel seçimlere giderken Erdoğan “bu benim son yasal seçimim” dedi. Yerel seçim ortasında bir tartışmadır sürüyor. Mesajın birisi kendi seçmenine; “beni seviyorsan sandığa git, oyunu AKP adayına ver” Mesajın diğeri ortaya, bu yasal seçimi, yeni yasa ile yeni seçim haline getirin.

Beş yıl sonrasının planlarını yapan AKP organizasyonel, önümüzdeki 4 yıl içinde mutlaka anayasayı değiştirecek bir ortamı yaratacaktır. En azından erken seçime giderek Erdoğan’ın mevcut yasal “hakkı” kullanmasını sağlayacaktır.

AKP’li seçmen Erdoğan’ın bu mesajından iki yönde etkilenebilir. Bir kısmı heyecanlanıp sandığa gider. Bir kısmı da artık zamanı geldi, herkes kendi yoluna ben bildiğim adaya oy vereyim diyebilir.

31 Mart Yerel seçimlerinde AKP’nin oy kaybedeceği kesin. Erdoğan’a teselli verecek konu büyükşehir belediyeleri seçiminde az kayıp yaşanması. Zaten hepsini de kaybetseler getireceği yeni düzenlemelerle belediyeleri sadece çöp toplayacak duruma getirmekten çekinmezler. Onun için “bizi seçmezseniz hizmet alamazsınız” deyip duruyorlar.

İstanbul’da ve İzmir’de metro inşaatlarını belediyeye yaptırmamak için ellerinden geleni yaptılar. Üstüne üstlük metroyu biz yaparız diye, kendi yandaş havaalanına metro hattını yine yandaşa yaptırdılar. İstanbullu buna prim verir mi? Sanmam.

Bu Erdoğan’ın son seçimi olmasa bile, bir sonraki seçime kadar almadığı eleştiri, yemediği laf kalmayacak. Bakalım onu programlayanlar ortaya şapkadan ne çıkaracak?