Dönünce Kasaba’ya

ulaştılar hemen âlimlere bilginlere

sordular soruşturdular.

Böyle böyle dedi âlimler

sıraladılar ne olup ne bitecek;

-Kandıracaklar yine milleti!

Sizin gördüğünüz daha

milyonda biri

olacak olanların!

Başladığında maden çalışmaya

yükselecek liç yığınları

Himalayalar kadar!

Ve derinleşecek kuyular

andıracak Hint Okyanusu’nu!

Bin yıllarca kalacak öyle

kangren bir çıban gibi!

Dönüşecek cennet Gediz,

devâsâ bir çöle!

Başladığında maden çalışmaya

kuracaklar burada

dünyanın en büyük

sülfürik asit fabrikasını!

Yakacaklar milyonlarca ton kükürt.

Ve kükürt dioksit gazı

örtecek kara çarşaflar gibi

turkuaz gökyüzünü

ve karışıp yağmur bulutlarına

dolaşacak tüm dünyayı!

Kurutacak nereye değerse orayı!

Anımsayın

Balya çinko kurşun madenini.

Çalıştılar orada bin sekiz yüz elliden

bin dokuz yüz otuz dokuza!

Sızmadı mı ağır metaller ırmaklara derelere

Zehirlenmedi mi otlaklar

kuzular telef olmadı mı

ters dönmedi mi balıklar?

Düşünün

zehir taşımıyor mu hâlâ daha

Manyas’a dökülen çaylar?

… “

Sanat artık mutlaka ekolojiden söz etmeli! Yok oluyorsa yaşam, sanat olabilir mi? Ya sanatçılar?

İşte yukarıda muhteşem türkçesiyle söz ustası, yaşam savunucusu şairimiz Necdet Aracı’nın İkra adlı yapıtından örnekleri okudunuz. Memleketi Turgutlu’da Çaldağ Nikel Madeni’nde olan bitenleri ve olacakları ne kadar da çarpıcı anlatmış sanatıyla! Örnek olsun çoğalsın…