Bir suç soruşturulurken önce ‘bundan kim yarar sağlar’ sorusu sorulur ve bu iz üzerinden gidilir. Çoğunlukla fayda sağlayan ya suçun faili ya da azmettiricisi çıkar. Seçim yaklaştıkça bir anda artan terör olayları herkeste ‘kabus geri döndü’ kaygısı yarattı, karanlıkta kalan pek çok soru var ama ‘bu terör olaylarını kimler planlıyor, kime ne faydası oluyor’ diye de soruluyor.

Hani şöyle bir geriye gidersek…7 Haziran’da seçimi kaybeden AKP yeniden seçim kararı aldı. 1 kasım 2015’teki seçime kadar onlarca terör olayında 862 vatandaşımız hayatını kaybetti, ülke kaosa ve bir korku ortamına sürüklendi ve sonuçta AKP yüzde 40,8 olan oy oranını Kasım seçiminde yüzde 49’a çıkararak Meclis çoğunluğunu elde etti. Dönemin başbakanı Davutoğlu, sonradan ‘o dönemin defterleri açılırsa pek çok insan yüzüne bakamaz’ dedi ama laf ortada kaldı herkes herkesin yüzüne bakıyor!.. 20 yıllık AKP iktidarı dönemindeki pek çok karanlık olay gibi bu dönem de en acı şekilde yaşandı, atı alan Üsküdar’ı geçti!..

Umuyorum bu kadarla kalır, ama sınır ötesi operasyon yaparken ‘bunlar karşılık verebilir’ diye düşünülmeyip sınır yerleşimlerde füze savar vb. önlemler niye alınmaz demekten de kendimi alamıyorum!.. Her giden can, bizden bir parçayı koparıyor, bu yönetimin artık ne ulusal ne de uluslararası alanda bir gücü ve saygınlığı olmadığını görüyorum. Tu kaka dediği hangi dünya lideri varsa dönüp dolaşıp sarmaş olan, Sisi’den sonra sıraya Esad’ı alan tek adam ‘siyasette küslük dargınlık olmaz’ diyor. İlkesizlik, omurgasızlık oluyor demek ki. İnanılmaz pişkinlik!.. Bu küslüklerin ülkeye ne kadar ağır bedeli olduğu umurunda bile değil. Madem barışacaktın, bunca Suriyeli’yi niye aldın, ülkenin dirlik düzenini bozdun?.. Ağa ile marabası arasındaki fıkrada olduğu gibi ‘biz bu pisliği niye yedik’ diye sorarlar adama!..

Seçim kazanmak için her şeyi mübah gören bir siyaset anlayışıyla bugünlere geldik, artık daha fazlasını taşıyacak gücü yok bu ülkenin. Araplardan gelecek para, Sisi ile kucaklaşıp Esat’a el uzatma, yine atılan savaş naraları…Ne bunlar ne de son kertede EYT’liler için çözüm aramaya çalışmak ne de asgari ücret artış vaatleri.. Bunlar artık seçim kazandırır mı?.. Halk yılgın, mutsuz ve en temel ihtiyaçları karşılamaktan aciz!..

Öyle hamasi konuşmalar filan da para etmiyor. TBMM çatısı altında muhalefet milletvekillerine hakaret etmek, suçlamak bağırıp çağırmakla hele hiç olmuyor. Boş teneke çok gürültü çıkartır misali suçlarını bu üslupla örtbas etmeye çalışmanın artık faydası yok. İflas etmiş bir yönetim modelinden söz ediyoruz, ilkesiz, omurgasız, geleceği olmayan!..