Yılda ortalama 1 milyar dolardan fazla gübre ve gübre yapımında ihtiyaç duyulan malzemenin karşılanması için ithalata para harcıyoruz. Oysa piyasanın yüzde 45 gübre tedariğini sağlayan kamuya ait bir fabrikayı yıllar önce, her yıl harcadığımız bu paranın sadece onda biri rakama sattığımızı biliyor muydunuz?

Geçtiğimiz yaz tüm yurtta yaşadığımız kuraklık sıkıntısı nedeni ile hububat üretiminde yaşadığımız sıkıntıların çığ gibi yuvarlana yuvarlana ve büyüye büyüye üzerimize doğru yaklaştığından haberiniz var mı? Daha sezonun başındayız ve samanın tonu normalde 500 lira iken bin 250 lira olmuş vaziyette ve önümüzdeki aylarda bu rakam çok daha artabilir. Aman canım saman yükselirse yükselsin bana ne demeyin çünkü samanı yiyen hayvanın her ürünü (peynir, süt, yoğurt, yağ, et vb.) çiftçi göremese de pahalanacak. Ayrıca un ve ekmek ciddi artışlar yaşayacak. Hatta asgari ücretin belirlenmesinde çok önemli bir yeri olan simit de zamlanacak.

Asıl önemli olan mevzuya gelelim; geçtiğimiz yıl pandemi nedeni ile kış aylarına yaşadığımız tam kapanmanın çiftçilere verdiği zararın telafi edilememesinden, üreticilerimizin ekonomik olarak  sıkıntılarının umursanmaması, içinde bulunduğumuz dönemde kış mahsullerinin ekim dikiminde ciddi düşüşler yaşatabilir!

Geçen yıl kapanma dolayısıyla ürünlerinin hasadını ve dolayısıyla satışını düzenli yapamadığından dolayı ekonomik olarak sıkıntıya düşen çiftçiler kış için normalde dikecekleri miktarın çok azını dikebilir yahut üretimden vazgeçebilirler.

Bu durum bizleri ürünlerin piyasada daha az arz edilmesiyle ve fiyatının artmasıyla karşılaştıracaktır ki bu konu ile ilgili ciddi planlama ve tedbir gereklidir.

Her ne kadar çok önemli gibi durmasa da asgari ücretle zor şartlarda ev geçindirmeye çalışan düşük gelirli milyonlarca vatandaş için bu konu ciddiyetini her geçen gün daha da arttırmaktadır. Ev kirası, elektrik, su, doğalgaz, telefon derken haftada bir elindeki 100 lirayla pazara giden Hüsniye teyzem ıspanağa 10 lira verince peyniri veya zeytini sofrasından eksiltiyor.

ÜRETİMİN ARTMASI;

ÜRETİCİLERİN ÖNÜNDEKİ DÖNEME DAİR TÜM ENDİŞELERİNİN GİDERİLMESİ, (tam kapanma olacak mı?)

BELİRSİZLİKLERİN ORTADAN KALDIRILMASI, (yasaklar nedeni ile hasadı gelmiş ürünleri toplayamadıkları ve satamadıkları takdirde ne olacak? Üreticiler için yasak yok lakin piyasa kapanınca topladığınız ürünler yeteri miktar ve fiyatta satılamıyor.)

BORÇLARININ FAİZSİZ ERTELENMESİ,

gibi mevzular ivedilikle irdelenip üzerine eğilinmezse bu kış bir hayli gürültülü geçecek demektir.

Hele bir de kötü hava şartları nedeni ile ürünler zarar görürse kameralar etiketleri, spikerler zam şampiyonu öteberileri anlatır dururlar.

İşimiz inşallah ve maşallaha kaldığı için ‘İnşallah bu kış zor geçmez’ diyoruz lakin bu kış zor geçer…