Türkiye Futbol Federasyonu, sona erecek olan yayın ihalesi için geçtiğimiz gün bir oturum gerçekleştirdi. Bu yayın ihalesi oturumu muydu yoksa Galatasaray Şubat ayı Olağan Genel Kurul Toplantısı mı belli değil. Dışarıdan bir tek Kulüpler Birliği Başkanı Ali Yıldırım Koç vardı. Dursun Özbek, Göksel Gümüşdağ, Yusuf Günay ve aralarında Ali Koç.

TFF başkanı Mehmet Büyükekşi ise toplantıya katılmaya tenezzül etmedi. Çünkü ihale şartlarını yerine getirmeyen şimdiki yayıncı kuruluşla anlaşılmıştı zaten. Teminat mektubu vermeyen, teklifi döviz bazlı değil de TL bazlı veren Bein Grup, hiçbir şartı yerine getirmemesine rağmen TFF’nin kıymetlisi konumunda. İhaleye girip yıllık 150 Milyon Euro bandında teklif veren Saran Grubu’na ise TFF’nin yanıt vermemesi kulüplerin iyice tepkisini çekmiş durumda. Bein Grup ile anlaşılmasını isteyen ise sadece 3 takım var. Tahmin edin bakalım hangileri. Kırmızı, bordo ve turuncu renkleriyle ünlü takımlar yine çizgilerini bozmuyor.
Henüz kesinleşmiş bir durum yok sadece teklif zarfları açıldı. İhalenin sonucunun ise 29 Şubat’a kadar belirlenmesi gerekiyor. Ancak yine de Türk futbolu için bu kadar kritik bir gün yaşanırken TFF Başkanı oturumda yok! TFF 1. Başkanvekili İbrahim Burkay yok! TFF Başkanvekili Mustafa Eröğüt yok! Esas, futbolu bu beton sevici ekibe emanet edenlere ne demeli?

Öncelikle mevcut yayıncının kalitesini düşünmek gerekiyor. Hiç kimse yayıncıdan memnun değil. Ayrıca 500 M civarı yapılan anlaşma, son senesine gelene kadar 5 defa indirime uğradı. İndirim talebini de yine o yayıncı istedi.

Peki, yerli yatırımcı Saran Grubu’nun teklifi neden dikkate alınmıyor? En çok parayı veren ve teminat mektubuyla bunu garanti altına alan Saran Grubu’nun ihale için uygun olmadığına kim karar veriyor? Önceden bildiğimiz birkaç müdahale var hatırlıyorsunuzdur. Koç Grubu’na yapılmış Erdoğan müdahalesi bunun en önemli örneği? Saran Grubu kazanırsa ihale iptal edilir mi? Bu beni en çok düşündüren konu. Çünkü bu ülkede bunlar gerçekleşti.

Ülkede yerleştirilen Arap sermayesinin gücü, yine bunun muhatabını değil kişileri ilgilendirir durumda. Kulüpler (3 yandaş hariç) hepsi bu adamları istemiyor. Bunları isteyenler ise TFF ve yandaş kulüpler. Bu ilişki mide bulandırıyor. Yapılan teklife cevap vermemek ne demek? Adamlar o kadar emin ki ihale şartlarını okumadan biz alırız diye mektup yollamışlar. Yerine getirilmesi zorunlu şartları bile sallamamışlar. Normal şartlarda ilk zarflar açıldığında teklifi görmeden bile diskalifiye olması gereken Bein, “Yeteeeer artık yeteeeer” adam tarafından bir üst görüşmeye götürülecek. Karar aşamasında ne olacak dersiniz?

Zamanında Göksel Gümüşdağ ile Aziz Yıldırım arasında yayın ihalesi hakkında bir konuşma geçmişti. Aziz Bey, teklifin döviz bazlı olmasını ve teminat altında kalmasını isteyip, “Ya dolar 8-10 Lira olursa bu Türk parası teklifi kabul edilmemeli” diye Gümüşdağ’a ayar vermişti. Göksel Bey’de “Dolar’ın o paralara çıkması imkansız” diyerek Aziz Yıldırım ile dalga geçmişti.

O zamandan bu zamana 10 yıl geçti. Dolar ise 30 liraları. Değişmeyen tek şey, Gümüşdağ. Toplantıda kesin doların 50 lira olmayacağını söyleyip dalga geçmiştir. Umarım Dolar, 50 Lira’yı geçmez.
Çünkü bu adamlar “ekonomist”.
Çok da güvenmemek lazım.