Yaşama ihanet ederek okyanusa batırdılar NAe Sao Paulo isimli nükleer savaş gemisini. Belki Aliağa' da sökülmedi ama yaşamı yine de yıkıma uğratarak ortadan kaldırıldı. Doğal olarak bu yıkım sonsuza kadar sürecek ve yeryüzü yaşamının bütününü olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle ülkemize sokulmadı, ülkemizde sökülmedi diye sevinebileceğimiz bir durum yok. 

Ülkemizde, Aliağa' da sökülmek istendi bu nükleer yaşam yok edici. Yemen, Libya, Somali, Dalmaçya kıyılarındaki iğrenç görevlerinden hatırlıyoruz onu. Fransız sömürgecilerinin en kanlı savaş aygıtıydı. İkiz kız kardeşi Clemencau ile dünyaya kan kusturmuşlardı.

Clemencau sökülmek istendiğinde dört beş yıl kadar dünya denizlerinde süründürüldü. Dünyada gemi sökümü yapılan dört ülkeden biri olan Hindistan bile kabul etmedi Clemencau'yu. Geri dönüşünde Süveyş Kanalı' ndan geçişine Mısır devletince, nükleer tehlike arz ettiği için izin verilmedi. Güney Afrika'nın Ümit Burnu'ndan dolaşarak İngiltere'nin Hartepool tersanelerine ulaştırıldı. Fransa, Clemencau'nun bu tersanedeki havuzlarda sökülmesi için üstüne 20.000. 000 USD. (Yirmi milyon Amerikan doları) verdi. Çünkü yaşamın kirlenmemesi için  ekolojik önlemler alınacak ve bunun da bir maliyeti vardı.

Bizim gemi sokumcular ne yaptılar? NAe Sao Paulo'yu milyon dolarlar vererek satın aldılar! Tabii onların iktidarı vardı ve gereken izinler yalan yanlış belgelere dayanılarak hemen verildi. Artık NAe Sao Paulo Türkiye'ye getirilip, Aliağa'da sökülebilirdi. Direnişçiler buna engel olabilmeyi birliktelikleri ve dayanışmalarıyla başardılar.

Söküm için ithal edilen bu tip gemilerin kirlilik yüklerinin açık seçik bilinmesi gerekir. En önemlisi uluslararası antlaşmalarla da tehlikeli atıkların uluslararası aktarımları yasaklanmıştı. Bu nedenle de geminin tehlikeli atıklarından arındırılması gerekliliktir. İşte IHM Raporu denilen Tehlikeli Madde Envanteri bunun için yapılıyordu. Türkiye'de sökülecek gemiler için bu raporu almak çok kolaydı. O kadar çok yalan yanlış belgeyle gemi getirilip sökülmüştü ki! NAe Sao Paulo için de geminin sadece yüzde on kadar kısmı incelenerek olumlu rapor verilmişti. Bu raporu veren firmaları biliyoruz.

Türkiye'de sökülebilir dedikleri nükleer silah donanımlı ve nükleer denemelerde kullanılmış mazlum halkların düşmanı NAe Sao Paulo'nun ikiz kız kardeşi Clemencau'da 760 ton asbest, 165 ton PCB, PCTs, PPB, kontaminasyon sonucu tehlikeli madde sınıfına giren 475 ton tehlikeli atık raporlanmıştı. Toplamdaki tehlikeli ve zararlı kimyasallarının miktarı ise 1500 ton civarındaydı. 665 ton ağır metal içerikli boyalar, arsenik, kadmiyum, krom, bakır, kurşun, nikel, çinko, civa, vb. kanserojenleri de unutmayalım bu listede. On bin floresan lambada toplamda 150 kg. da civa vardır. Bunlar bilebildiklerimiz. Acaba bu nükleer savaş gemisinde başka neler vardı ki, apar topar batırdılar? Neyi saklamak, gizlemek zorundaydılar?

Gemi, nükleer denemelerinde kullanılmış ve nükleer silahlarla yüklü olduğu için radyoaktivite doğal olarak vardır! Gaziemir'deki nükleer atık gizli çöplüğü gibi radyoaktivite saçar çevreye.

Daha, daha ve daha bir çok kanserojen bileşikler...

NAe Sao Paulo'da bunlar yok muydu? Ülkemize nasıl kabul edilmişti? Direnişçiler olmasa, ülke ayağa kaldırılmasa, İz.BB Başkanının mücadeleye desteği olmasa bu nükleer savaş gemisi ülkemize sokulacak ve Aliağa' da sökülecekti.

Gemi Türkiye' ye getirilemeyince Atlantik Okyanusu' nda dolandı durdu. Brezilya' daki seçimlerden sonra gemiyi ihraç eden ülke olduğu için Brezilya' ya geri döndürüldü. Batırılması ve suçun gizlenmesi gerekiyordu! Nitekim de öyle oldu ve Atlas Okyanus'unun derinliklerine gömdüler suç delillerini.

Tekrar tekrar ısrarla sorulmalıdır: NAe Sao Paulo nükleer silah yüklü savaş gemisi neden ikizi gibi İngiltere' de sökülmedi de okyanusta batırıldı? Neyi saklıyorlardı? Suçlular kimlerdi? Neden korkuyorlardı? Kimler kimlerle nasıl iş birliği içindeler? Siyasal destekçiler olmadan bu işler yapılabilir mi? Kimdir bu siyasal destekçiler, iş birlikçiler?

Ülkemiz dünyada gemi sökümü yapılan dört ülkeden biridir. Ne gemiler söküldü ne gemiler... Engel olabildiklerimiz bir elin parmakları kadar. Gemi sökümü yapılan dört ülkeden biri olan Hindistan'ın bile sökmeyi kabul etmeyerek ülkelerine sokmadıkları nükleer savaş gemisinin ikizini ülkemizde sökülmesi gerçekleştirilmek istenmiştir. Bu hâldeyiz!

Aliağa ve ülkenin diğer kıyılarında tek tük de olsa yasadışı sökülen gemilerle hangi tehlikeli atıklar giriyor yaşamlarımıza? Gemi sökümler ne zaman gerçekten denetlenecekler? Bu böyle sürgit devam edecek mi? 

Bu köşe yazım için sevgin ve saygın Hocam Dr. Enver Yaser Küçükgül'den çok yararlandım. Kendisinden edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmama da izin verdi. Bu desteğini Bergama Ovacık altın madenin İzleme Denetleme Kurulu' daki birlikteliğimizden beri sürdürdüğü için kendisine çok teşekkür ederim.