Uzun bir süre ne yazık ki ‘sen kimsin’ tarzı söylemlerle Erdoğan kendini güçlü, karşısındakini zayıf ve ezik göstermeye çalıştı. Bağırdı, hakaret etti, aşağıladı… Hem siyasi rakiplerine, hem halka hem yabancı devlet liderlerine yaptı bunu. Evet, prim de yaptı. Toplumun bir kesimi bu üslubu ‘güç’ olarak gördü, ‘reis’ dedi, ondaki gücü kendisine tahvil etmeye çalıştı… Böylece küçük küçük Erdoğan’lar peydahlanmaya başladı. Sonucu ağır oldu, toplamda şiddet dili egemen oldu.

Ama artık bitti, içi boş, kof güç gösterisinin foyası döküldü, altından ülkesini batağa sürükleyen, efelendiği batı ülkelerinden para karşılığı mülteci almaya hazır bir siyasetçi çıktı. Küçük bir güruh dışında, bu söylemin ve üslubun toplumda karşılığı kalmadı.

Geçenlerde İzmir’de parti toplantısını yapan Muharrem İnce’yi dinlerken, bunları düşündüm. Bağıran, hakaret eden, ‘sen kimsin’ diye Tunç Soyer’e atarlanan bir konuşma, hele İzmir’de hiç onaylanmadı, karşılık bulmadı. Muharrem İnce, İzmir’de Gündoğdu Meydanına on binleri toplamış, umut olmuş bir siyasetçiydi. ‘Adam kazandı’ derken kendisi kaybetti, sonrası kaybını artırdı. CHP’ye oy verenler sanıyor musunuz ki, partiden ve yönetim şeklinden, kadrolarından çok memnun? Elbette değil, ama beklenen ‘umut gördüklerinin’ ayrılıp eski evine hakaret etmesi değil, kalıp mücadele etmesiydi. Olmadı, Muharrem İnce, zoru değil, kolayı seçti.

Ama, İnce de dahil artık siyasetçiler şunu biliyor olmalılar, bu ülkenin Erdoğan’a da farklı versiyonlarına da ihtiyacı yok. İstenen ve aranan, barış dili, uzlaşma siyaseti. Kazanan bu olacak!..

Belediyelere iş yaptırmazsan, kim kaybeder?

AKP iktidarının, muhalifleri susturmak, iş yapamaz hale getirmek için hazırladığı kanun, genelge, yönetmelik vb. düzenlemeleri akıl etmek için gerçekten şeytan akıllı olmak lazım. Normal bir kafa yapısının bunları akıl etmesi olası değil. Konu, şu son tasarruf genelgesi.

Yerel basının nefesini kesmek, yaratacağı istihdam açığını hiç umursamadan kapanmalarına yol açacak tasarruf genelgesinde belediyeler için de yaptırımlar var.

Bu hafta Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ile sohbet ederken iktidarın yerel yönetimleri iş yapamaz hale getirmek için neler yaptığını da konuştuk. Örneğin, Gaziemir Belediyesi çeşitli sosyal hizmet ve aktiviteler için 200 metrekare yer kiralayacak. Bunun için İçişleri Bakanının imzası gerekiyor!..Tabii yüzlerce belediye çeşitli talepler için böyle imza bekliyor ve çıkmıyor. AKP’li belediye için sorun yok, ne tasarruf genelgesi ne diğer yaptırımlar onlar için değil. Maksat muhalefet partili belediye başkanlarını sözde iş yapamaz hale getirmek. Ceza kime; elbette o ilin, ilçenin vatandaşına!..

Kendi halkına düşman olan, hizmet almasını engelleyen bu zihniyet artık gitmesin de ne yapsın… 

.